İkinci Kısm
MUHTELİF BİLGİLER
BÖLÜCÜLER, BOZUK MEZHEBLER
Müslimânlar iki kısmdır. Birincisi, Ehl-i sünnet fırkasıdır. Hak olan, doğru olan bu Ehl-i sünnet fırkasındaki müslimânlar dört mezhebe ayrılmışlardır. Bunların i’tikâdları, îmânları birdir. Aralarında hiç ayrılık yokdur. İkincisi, Ehl-i sünnet i’tikâdında olmıyanlardır. Bunlara, bid’at ehli, ya’nî mezhebsiz denir. Şî’îler ve vehhâbîler bunlardandır. Zemânımızda, İbni Teymiyyeciler, Cemâleddîn-i Efgânî, Muhammed Abduh, Seyyid Kutb, Mevdûdîciler ve Teblîg-ı Cemâ’atcılar ve Vehhâbîler, bid’at ehlidirler. Vehhâbîler, kendilerine beşinci mezheb diyorlar. Bu sözleri doğru değildir. (Beşinci mezheb) diye birşey yokdur. Bugün, din bilgilerini bu dört mezhebden birinin ilmihâl kitâblarından öğrenmekden başka çâre yokdur. Herkes, kendine kolay gelen mezhebi seçer. Onun kitâblarını okur, öğrenir. Her işini bu mezhebe uygun yapar. O mezhebi (Taklîd) etmiş olur. O mezhebden olur. Herkese, anasından babasından işitdiğini, gördüğünü öğrenmek kolay geleceği için, müslimânlar, anasının, babasının mezhebinde olmakdadır. Mezheblerin bir olmayıp, dört olması, insanlar için kolaylıkdır. Bir mezhebden çıkıp, başkasına girmek câiz ise de, yenisini öğrenmek için, senelerce çalışmak lâzım olur ve eski mezhebini öğrenmek için yapdığı çalışmaları boşuna gitmiş olur. Hem de, eski bilgileri ile yenisini karışdırarak, birçok işleri yapmakda şaşırabilir. Bir mezhebi beğenmiyerek ondan çıkmak hiç câiz olmaz. Çünki Selef-i sâlihîni techîl etmek, beğenmemek küfr olur demişlerdir.
Şimdi, Pâkistânda Mevdûdî ve Hamîdullah ve Teblîg-ı cemâ’atcılar ve Mısrda Cemâleddîn-i Efgânî ve Kâhire müftîsi Muhammed Abduh ve bunun talebeleri Seyyid Kutb ve Reşîd Rızâ gibi mezhebsiz kimseler ve bunların kitâblarını okuyarak aldananlar, mezhebleri birleşdirmeli diyorlar. Dört mezhebin kolay taraflarını seçip toplamalı, islâmiyyeti kolaylaşdırmalı diyorlar. Kısa aklları ile, noksan bilgileri ile, bu fikri savunuyorlar. Kitâblarına göz atılınca, tefsîr, hadîs, üsûl ve fıkh bilgilerinden haberleri olmadığı, çürük mantıkları ve yaldızlı yazıları ile, cehllerini ortaya koydukları hemen görülmekdedir. Çünki: