Dinli, dinsiz, herkes kardeşdir. Dîne lüzûm yokdur diyorlar. Din kardeşliğini yok edip, yerine mason kardeşliği koymağa çalışıyorlar. İslâmiyyetin en korkunç, en zararlı düşmanı, müslimân görünüp, din adamı şekline girip, İslâmiyyeti içden sinsice yıkmağa çalışanlardır. Bu din yobazları, Arabistânda ve Hindistânda türediler. Dinde reform yapacağız, İslâmiyyeti hurâfelerden, bozuk şeylerden kurtaracağız, Kur’ânın emrlerini meydâna çıkaracağız gibi, dostca sözlerle, yazılarla, içerden yıkıyorlar. Bölücülük yapıyor, kardeşi kardeşe düşman ediyorlar. Hâlbuki islâm dini, birleşmeği, sevişmeği, yardımlaşmağı emr etmekdedir. Her müslimânın birbirlerine, hattâ gayrı müslim vatandaşlara, yurdumuza gelen yabancı iş adamlarına, turistlere iyilik etmesi, herkesi sıkıntıdan kurtarması lâzımdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (İnsanların en iyisi, insanlara fâideli olandır) ve(Üzerinde kul borcu olan, bunu ödemedikce, Cennete girmeyecekdir) ve(Sizi idâre edenler, habeşli köle olsa bile, isyân etmeyiniz!) buyurdu. Her müslimânın, yurdumuzda da, kâfir memleketlerinde de, herkesin hakkını gözetmesi, kimseye kötülük yapmaması, kimseyi incitmemesi, kanûnlara uyması, devlet adamlarına itâ’at etmesi lâzımdır. Bunun için de, islâm bilgilerini, islâmın güzel ahlâkını, gençlere öğretmeliyiz. Temiz gençler dinde câhil bırakılırsa, yalancı kahramanlara, iki yüzlü dostlara inanarak dinleri ve ahlâkları bozulur. Sonsuz felâketlere, uçurumlara sürüklenirler.
İslâmiyyete saldırmak, bütün dünyâya, bütün insanlara sûikast yapmakdır. İnsan haklarını, insan hürriyyetlerini ayaklar altına almakdır. İnsanların se’âdetini felâkete çevirmeğe uğraşmakdır. Bu fâci’a, bu kötülük de, gözü dönmüş, taş yürekli bir avuç zümrenin zevkı, keyfi ve eğlencesi için işleniyor. Allahü teâlâ , insanları bu uğursuz ve pek acı belâdan kurtarsın! Âmîn. Yalnız lâf ile ve yazı ile yapılan düâlar kabûl olmaz. Hem düâ etmek, hem de sebebe yapışmak, çalışmak lâzımdır. Müslimânların, dinlerine, se’âdetlerine saldıran açık ve sinsi düşmanları tanımaları, bunların yalanlarına aldanmamaları lâzımdır.
Müslimânların başına çöken acı felâketi görerek kalbimiz sızlıyor. Temiz gençleri bu yıkıcı, ezici saldırıya karşı uyandırmak ve korunmalarını sağlıyabilmek için çok ufak bile olsa, bir hizmetde bulunmağı büyük bir vazîfe ve ebedî se’âdete kavuşmaklığımız için biricik vesîle biliyoruz. Bunun için, dinde reform yapmak lâzım olduğunu savunan yabancı birkaç din câhilinin sinsice yapdıkları saldırıları yazmağa ve bunlara birer birer cevâb vererek hakkı, doğruyu meydâna çıkarmağa kalkışdık. Böylece, islâm da’vâsı gütdüklerini bildiren sapık bir zümreyi gençlere tanıtmak istedik.