401

Hazret-i Alîyi ve hazret-i Mu’âviyeyi, Eshâb oldukları için çok seviyoruz. Yezîd zemânında hâsıl olan fâci’aları, hazret-i Mu’âviyeye yüklemenin çok çirkin bir iftirâ olduğunu, bundan önceki maddede bildirmişdik. Bu fâci’aları, hazret-i Mu’âviyenin ölmeden önce tertîb etdiğini, hâzırladığını söylemek ise, dahâ çirkin ve dahâ alçak bir iftirâdır. Hazret-i Mu’âviyenin, hazret-i Hasene ve hazret-i Hüseyne olan sevgisini ve saygısını gösteren hareketleri ve Onlara yapdığı ihsânları kitâblarda yazılıdır. Okuyanlar, iyi bilir. Hazret-i Mu’âviye, Resûlullahın Cennet ile müjdelediği sevgili torunlarını incitmeği düşünmüş olsaydı, halîfe iken ve bütün imkânlar elindeyken, bunu kolayca yapabilirdi. Yâhud hiç olmazsa söylerdi. Hâlbuki Onlara hep iyilik yapdı. Hep saygı gösterdi. Heryerde Onların kıymetini, şereflerini bildirdi. Hazret-i Mu’âviyenin vefâtından sonra olayların doğurduğu kanlı fâci’aların, O büyük Sahâbînin gizli tertîbi olduğunu söyliyebilmek için, yâ katı kalbli, azılı bir düşman olmak, yâhud zır deli olmak lâzımdır. Çünki, hazret-i Alî “radıyallahü anh” Mısra, Kays bin Sa’di vâlî ta’yin etdi ve Mısrda beni kabûl etmiyenlerle harb et buyurdu. Hâlbuki, Mısrda hazret-i Alîyi kabûl etmiyenler arasında, Yezîd bin Hâris gibi Eshâb-ı Bedrden ve Mesleme gibi Hazrec kabîlesinin ileri gelenlerinden Sahâbîler de vardı. Kays, hazret-i Alîye cevâb yazıp, (Sana zararı olmıyanlarla harb etmeği emr ediyorsun. Sessiz oturanlara karışmamak dahâ doğrudur) dedi. Halîfe, Kaysı Mısr vâlîliğinden azl edip, Muhammed bin Ebî Bekri ta’yîn etdi. Muhammed, bu tarafsız müslimânlara, (Yâ itâ’at ediniz, yâhud bu memleketden gidiniz!) dedi. (Bize dokunma! İşin sonunu bekliyelim) dediler ise de, Muhammed, bu özrlerini kabûl etmedi. Silâha sarıldılar. Mısr memleketine büyük belâ oldular ve sonunda, Muhammedin öldürülüp yakılmasına kadar iş uzadı. Vaktiyle Mısrda, ibni Sebe’ adamları ile işbirliği yapıp, halîfe hazret-i Osmâna karşı gelen ve komşusunun dıvârından içeri girip elinde yalın kılıç halîfenin üzerine yürüyen ve otuzikinci maddede bildirdiğimiz sebeblerden dolayı geriye çekilerek şehîd etmeği arkadaşlarına bırakan bu Muhammedi, hazret-i Alînin, Kays yerine Mısr vâlîsi ta’yîn etmesini Kısâs-ı Enbiyâ yazarken, (Hazret-i Alîyi bu yanlış yola kardeşi Ca’ferin oğlu sürüklemişdi) diyor. Şimdi insâf edilsin. Hazret-i Osmânın şehîd edilmesinde çok çirkin rol oynıyan birisini Mısra vâlî yapdı, diye yüce imâma, ya’nî Resûlullahın sevgilisi olan hazret-i Alîye karşı dil uzatılabilir mi? Hazret-i Mu’âviyeyi, vefâtından sonra meydâna gelen çirkin olaylardan dolayı, mes’ul göstermeğe kalkışanlara uyarak, hazret-i Alîyi de hesâba çekmek, din bilgisi o yüce Sahâbîlerin bilgilerinden pek az, günâhları ise pek çok olan bizlerin üzerine düşmez.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.