Rü’yâyı bilmeyen birine, (İnsan ölü gibi baygın düşüp, düşünce ve hislerinin hepsi gidince, aklın ermediği, gayb olan şeyleri görüyor) denilse, inanmaz. Böyle şeyin olamıyacağını isbâta kalkışarak, (İnsan etrâfını his kuvvetleri ile anlıyor. Bu kuvvetler bozulursa, birşey idrâk edemiyor. Hele hiç işlemedikleri zemân, hiçbirşeyi anlıyamaz) der. Böyle bozuk mantık yürütür. Akl ile bilinen şeyleri his kuvvetleri anlıyamadıkları gibi, Nübüvvet kuvveti ile bilinen şeyleri akl anlıyamıyor.
Peygamberlik kuvvetinin bulunduğunda şübhesi olanlar, bunun mümkin olmasında veyâ mümkin ise de, vâkı’ olmasında şübhe ediyorlar. Bunun mevcûd ve vâkı’ olması, mümkin olduğunu göstermekdedir. Bunun mevcûd olduğunu da, Peygamberlerin, aklın ermediği bilgileri haber vermeleri göstermekdedir. Akl ile, hesâb ile, tecribe ile anlaşılamıyan bu bilgiler, ancak Allahü teâlânın (İlhâm) etmesi ile, ya’nî Peygamberlik kuvveti ile anlaşılmışdır. Peygamberlik kuvvetinin bundan başka özellikleri de vardır. Bir özelliğinin benzeri olan rü’yâ, insanlarda bulunduğu için, biz de, misâl olarak bunu bildirdik. Başka özellikleri, tesavvuf yolunda çalışanlarda zevk yolu ile hâsıl olur. Bildirdiğimiz bu özellik de, peygamberliğe inandırmak için vesîka olarak yetişir. İmâm-ı Muhammed Gazâlî de, (El-münkız-ü anid-dalâl) kitâbında peygamberliğe inandırmak için, vesîka olarak bu özelliği yazmışdır.
Eski yunan felsefecilerine göre, peygamberliğe inanmak fâidelidir. (Çünki, akla yardımcıdır. Allahın varlığını ve kuvvetini, ilmini düşünmek böyledir. Aklın ermediği, nice fâideli şeyler de, Peygamberden öğrenilir. Tekrâr dirilmek ve âhiret bilgileri ve ba’zı işlerin iyi olduklarının bilinmesi ve ba’zılarının fenâ olarak bilinmesi, ba’zı gıdâların, ilâcların zararlı olup olmadıklarının bilinmesi böyledir) derler.
Peygamberliğe inanmıyanlar diyorlar ki:
1 — Peygamber olarak gönderilen kimsenin, (Seni Peygamber olarak gönderdim. Benim tarafımdan kullarıma söyle!) diyenin Allah olduğunu bilmesi lâzımdır. Allahı tanımak, bilmek için ise, bir yol yokdur. Bu sözü söyliyen cin olabilir. Din sâhiblerinin hepsi, cinnin varlığına inanmakdadır.
Cevâb: Gönderilen kimse, gönderilmiş olduğunu mu’cize ile isbât etmekdedir. Mu’cizeyi yapan Allahdır. Cin yapamaz. Hiçbir mahlûk da yapamaz.
2 — Peygambere (Vahy) getiren melek, cism ise, orada bulunanların hepsine görünmesi lâzımdır.