Komünizm gaddar ve barbar olduğu kadar, sinsi, aldatıcı ve bulaşıcıdır. Kurnaz metodlarla usanmadan, yılmadan şeytân inâdı ile çalışır. Muhtelif kılıklara büründüğü gibi, hedef tutduğu muhîtinde, za’îf ve kopması kolay olan cihetlerinden de istifâde etmesini bilir. Izdırab ve sefâletleri istismar ederek, kışkırtıcı üslûbu ile ictimâ’î nizâmı bozarak sınıf kavgasına yol açar. Örümcek ağı gibi câsûsluk ve propaganda şebekeleri kurar. Aşağı karakterli, düşük kaliteli soysuz insanları para ile kolayca kızıl ağına düşürür. Sonra, ölüm ile tehdîd ederek bunlara her kötülüğü yapdırır. Onlardan son derece istifâde etmesiyle, hedefini içinden çürütüp, yıkmakda şeytânî ince san’ata vâkıfdır.
Bir kerre onun korkunç pençesinin altına düşmüş bir memleket için kurtuluş çâresi yokdur. Kanser hastalığı ferd hayâtı için ne kadar korkunç ve tehlükeli ise, komünizm de, bir memleket, bir millet için, o kadar tehlükeli siyâsî bir felâketdir.
Komünizmi, hürriyyet çatısı altında demokrasi temeline dayanan, istikbâli ve mukadderâtı temâmen halk irâdesine bağlı, onun reyi ile iş başına gelip giden, hür dünyâca alışılmış, ehlî ve humaniter istikâmetli, siyâsî partiler gibi zan edip aldanmamalıdır. Güzel ve parlak sözlerine kanıp, kocaman yılanın zehrli dişlerine kendisini kapdırmış, zavallı bir kurbağanın âkıbetine düşmemelidir.
Saf zümreye “Cennet Bağçesi” olarak uzakdan parlak göstermek istedikleri şey, propaganda kılıfı ile örtülmüş, milyonlarca ma’sûm insanların kemikleriyle dolu, cinâyet kuyusudur.
Hür dünyâ sathında kızıl sihirbazların dökmekde oldukları, propaganda esrâr dozlarını tadayım derken, fazla kaçırıp serhoş olanlar ve serhoşluk illüzyonunun, hayâllerinin te’sîri altında, komünizme aşk i’lân edenler, ayıldıkdan sonra, nedâmet ve pişmânlıkla geri dönmüşlerdir.
1952 yılında tanınmış İtalyan komünist liderlerinden Masentso, yıkıcı fe’âliyyetinden dolayı İtalyan mahkemeleri tarafından üç yıl ağır habs cezâsına mahkûm edilmişdi. Masentso mevkûf bulunduğu habshânesinden “komünizm Cenneti”ne kavuşmuş olan Çekoslovakyaya kaçmağa muvaffak olmuşdu. Kısa bir zemân oralarda kaldıkdan sonra, Masentso, içerisinde bulunduğu rü’yâsının ortasında çabucak ayılıverdi. Acı ve sert hakîkatleri, bütün çıplaklığı ile farketdi. Bundan duymuş olduğu nedâmet ve pişmânlığını bir müddet saklamak istemiş ise de, hür Avusturyaya kaçıp oradan da, haklı olarak çarpdırılmış olduğu üç yıl ağır habs cezâsını çekebilmek için, İtalyaya gönderilmesini istemiş ve demişdir ki, Cennet zan etdiğimiz komünist memleketlerde yaşamakdan ise, İtalyan habshâneleri dahâ râhat, dahâ iyidir.