480

Her taraf pislik içindedir. Yerler tükürük ile doludur. Ötede beride toplanmış süprüntü ve ölmüş hayvan leşlerine rast gelinir. İnsan, böyle bir doğu memleketinden geçerken, iğreniyor ve müslimânların iddi’â etdikleri gibi temiz olmadıklarını anlıyor) demekdedirler. Bugün, İslâm devleti ismini taşıyan memleketlerde, îmân bilgileri bozulduğu gibi, temizliğe de tam riâyet olunmamakdadır. Fekat bunda kabâhat, İslâm dîninde değil, İslâm dîninin esâsının temizlik olduğunu unutan kimselerdedir. Fakîrlik, pis olmak için bir ma’zeret teşkîl etmez. Bir insanın yere tükürmesinin, ortalığa pislik saçmasının para ile hiçbir ilgisi yokdur. Böyle pislik yapanlar, Allahın temizlik emrini unutan bedbahtlardır. Her müslimân, dînini iyi öğrense ve buna riâyet etmiş olsa, bu pislik hemen ortadan kalkar. O zemân, başka milletler, müslimân memleketleri ziyâret etdiklerinde, tıpkı orta çağdaki müslimânlarda olduğu gibi, temizliğine hayran kalırlar.

Hakîkî müslimân, hem temiz olur, hem de, sıhhatine çok dikkat eder. Bir zehr olan alkollü içkileri içmez. Çeşidli tehlükeleri ve zararları olduğu için men’ edilen domuz etini yimez. Livâta yapanlarda yeni keşf edilen (Aids) ismindeki sârî ve öldürücü hastalığın virüsünün, domuzlarda bulunduğu tesbît edilmişdir.

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, tıb bilgisini çeşidli şekllerde medh buyurdu. Meselâ, (İlm ikidir: Beden bilgisi, din bilgisi). Ya’nî ilmler içinde en lüzûmlusu, rûhu koruyan din bilgisi ve bedeni koruyan sıhhat bilgisidir buyurarak, herşeyden önce, rûhun ve bedenin zindeliğine çalışmak lâzım geldiğini emr etdi. İslâmiyyet, beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeği emr ediyor. Çünki, bütün iyilikler, bedenin sağlam olması ile yapılabilir.

Bugün, bütün üniversitelerde okutuluyor ki, doktorluk iki kısmdır: Biri hijiyen, sıhhati korumak, ikincisi terapötik, hastaları iyi etmekdir. Bunlardan birincisi önce gelmekdedir. İnsanları hastalıklardan korumak, sağlam kalmağı sağlamak, tıbbın birinci vazîfesidir. Hasta insan, iyi edilse de, çok kerre, ârızalı, çürük kalır. İşte islâmiyyet, tabâbetin birinci vazîfesini, hijiyeni garanti etmişdir.(Mevâhib-i ledünniyye) ikinci kısmda, Kur’ân-ı kerîmin tıbbın iki kısmını da teşvîk buyurduğu, âyet-i kerîmeler gösterilerek isbât edilmekdedir.

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, Rûm imperatörü Heraklius ile mektûblaşırdı. Birbirlerine elçi gönderirlerdi. Bir def’a, Heraklius birçok hediyye göndermişdi. Bu hediyyelerden biri de, bir doktor idi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.