45 — Gâyet açık, kolay anlaşılır olarak konuşurdu. Arabî lisânının her lehçesi ile konuşurdu. Çeşidli yerlerden gelip soranlara onların lügati ile cevâb verirdi. İşitenler hayrân olurlardı. (Allahü teâlâ, beni çok güzel yetişdirdi) buyurdu.
46 — Az kelime ile çok şey anlatırdı. Yüz binden ziyâde hadîs-i şerîfi, Onun (Cevâmi-ul-kelim) olduğunu göstermekdedir. Ba’zı âlimler dediler ki, Muhammed aleyhisselâm, islâm dîninin dört temelini, dört hadîs-i şerîfle bildirmişdir. Bunlar:
(Ameller niyyetlere göre değerlendirilir) ve,
(Halâl meydândadır, harâm meydândadır) ve,
(Da’vâcının şâhid göstermesi ve da’vâlının yemîn etmesi lâzımdır) ve, (Bir kimse, kendine istediğini, din kardeşi için de istemedikce, îmânı kâmil olmaz).
Bu dört hadîs-i şerîfden birincisi, ibâdet bilgilerinin, ikincisi, muâmelât bilgilerinin, üçüncüsü, husûmât, ya’nî adâlet işlerinin ve siyâset bilgilerinin, dördüncüsü de, âdâb ve ahlâk bilgilerinin temelidir.
47 — Muhammed aleyhisselâm ma’sûm idi. Bilerek ve bilmiyerek büyük ve küçük, kırk yaşından evvel ve sonra, hiçbir günâh işlememişdir. Çirkin hiçbir hareketi görülmemişdir.
48 — Müslimânların nemâzda otururken, (Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi) okuyarak, Muhammed aleyhisselâma selâm vermeleri emr olundu. Nemâzda, başka bir Peygambere ve meleklere karşı söylemek câiz olmadı.
49 — Rütbeyi, saltanatı istememiş, Peygamberliği, fakîrliği dilemişdir. Bir sabâh, Cebrâîl aleyhisselâm ile konuşurken bu gece evimizde yiyecek bir lokmamız yokdu buyurdu. O anda, İsrâfîl aleyhisselâm gelip, (Allahü teâlâ söylediğini işitdi ve beni gönderdi. İstersen her elini sürdüğün taş altun olsun, gümüş olsun, zümrüt olsun. İstersen melik olarak peygamberlik yap) dedi. Resûlullah üç kerre (Kul olarak Peygamberlik istiyorum) dedi.
50 — Başka Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” belli bir zemânda, belli bir memleketde Peygamberlik yapdı. Muhammed aleyhisselâm ise, yer yüzündeki bütün insanlara ve cinne kıyâmete kadar Peygamber olarak gönderilmişdir.