Bilmiyorum demek, sana yakışır mı? dediklerinde, meleklerin üstünleri bilmiyoruz dediler. Benim söylememden ne çıkar, buyurdu. İmâm-ı Ebû Yûsüf “rahime-hullahü teâlâ”, bir sü’âle bilmiyorum deyince, hem Beyt-ül-mâldan ma’âş alıyorsun, hem de cevâb vermiyorsun, dediler. (Beyt-ül-mâldan, bildiklerim kadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım, Beyt-ül-mâlda bulunanların hepsi yetişmezdi) dedi. Nefsine uymayan câhil ile arkadaşlık etmek, nefsinin esîri olan din adamı ile arkadaşlık etmekden iyidir. Din adamı olduğu için tekebbür etmek, câhil olmanın alâmetidir. Çünki, ilm, tevâdu’a sebeb olur, kibrden men’ eder.
Tekebbür etmek harâmdır. Tekebbür, Allahü teâlânın bir sıfatıdır. Kibr ve Kibriyâ sıfatı, ona mahsûsdur. İnsan, nefsini ne kadar aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymeti o kadar yükselir. Kendine kıymet verenin, Allahü teâlâ katında kıymeti olmaz. Kibrin zararını bilmeyen kimse için âlim demek, yalan olur. İnsanın ilmi artdıkca, Allahü teâlâdan korkması artar. Günâh işlemeğe cesâret edemez. Bunun için, Peygamberler “aleyhimüsselâm”, tevâdu’ sâhibi idiler. Allahü teâlâdan çok korkarlardı. Kendilerinde kibr ve ucb gibi kötü huylar hiç yokdu. Küçüklere, fâsıklara ve fâcirlere karşı da kibrli olmamalıdır. Yalnız, tekebbür sâhibine karşı tekebbür etmek lâzımdır. Bir âlim, câhili görünce, bu, bilmediği için günâh işliyor. Ben ise, bilerek işliyorum, demelidir. Bir âlimi görünce, bu benden dahâ çok biliyor ve ilminin hakkını veriyor. İhlâs ile amel yapıyor. Ben böyle değilim, demelidir. Kendinden dahâ yaşlı bir kimseyi görünce, bu benden dahâ çok ibâdet etdi, demelidir. Gençleri görünce, bunların günâhı az, benim günâhlarım çok demelidir. Kendi yaşındakileri görünce, günâhlarımı biliyorum, onun ne yapdığını bilmiyorum. Bilinen kötülükleri tahkîr etmek lâzımdır, demelidir. Bir bid’at sâhibini veyâ kâfiri görünce, insanın hâli son nefesde belli olur. Acaba benim hâlim ne olacak, demeli, bunlara da tekebbür etmemelidir. Fekat, bunları sevmemelidir. Hele, küfrü, bid’ati yaymağa uğraşan (Dinde Reformcular), Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sünnetine düşmandırlar. Sünnetin nûrlarını söndürmeğe ve bid’ati, dalâleti yaymağa ve Ehl-i sünnet âlimlerini “rahime-hümullahü teâlâ” kötülemeğe ve âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere yanlış ma’nâlar vererek, islâmiyyeti içerden yıkmağa çalışmakdadırlar.
[Kitâbevimizin bütün yayınları, Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahime-hümullahü teâlâ” kitâblarından terceme edilmişdir. Kendi düşüncelerimiz değildir. Kitâblarımızın hepsinde, Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahime-hümullahü teâlâ” büyüklüklerini, üstünlüklerini gençlere duyurmağa çalışıyoruz.