Ma’rifet, Allahü azîm-üş-şânı, kemâl sıfatlariyle muttasıf ve noksan sıfatlardan berî bilmekdir.
Tevhîd, Allahü azîm-üş-şânı birlemekdir. Ona kimseyi ortak etmemekdir.
İslâmiyyet, (Ahkâm-ı islâmiyye), ya’nî Allahü azîm-üş-şânın emrleri ve nehyleri [yasakları] demekdir.
Din ve millet, inanılması lâzım olan şeylerde ölünceye kadar sebât etmekdir.
Ve dahî, îmân beş kal’anın içinde hıfz olunur.
1- Yakîn.
2- İhlâs.
3- Farzları edâ ve harâmlardan ictinâb.
4- Sünnete yapışmak.
5- Edebi hıfz etmek, gözetmekdir.
Her kim, bu beş şeyi hıfz ederse, îmânını hıfz etmiş olur. Bunlardan, velev birini terk ederse, düşman gâlib olur. Îmânın düşmanı dörtdür: Sağda kötü arkadaş, solda nefsin hevâsı [istekleri], önde dünyâya düşkün olmak ve arkada şeytân, îmânı almak dilerler. Kötü arkadaş, yalnız insanın malını, parasını çalmak, dünyâsını almak için aldatanlar değildir. Arkadaşların en kötüsü, en zararlısı insanın dînini, îmânını, edebini, hayâsını, ahlâkını bozmağa uğraşanlar, böylece dünyâsına ve âhıretine, ebedî se’âdetine saldıranlardır. Îmânımızı, Allahü teâlâ bu düşmanların şerrinden ve islâm düşmanlarının aldatmalarından emîn eyleye.
(Kelime-i Tevhîd)in, ya’nî Lâ ilâhe illallah demenin ma’nây-ı şerîfi, ibâdete lâyık ve müstehak, Allahü azîm-üş-şândan gayri, bir zât yokdur. Ancak, Allahü azîm-üş-şândır. O, hep vardır ve birdir. Şerîki [ortağı] ve nazîri [benzeri] yokdur. Zemânsız ve mekânsızdır.
Muhammedün resûlullah, demenin ma’nâsı, hazret-i Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Allahü azîm-üş-şânın kulu ve hak resûlüdür. Biz dahî Onun ümmetiyiz, elhamdülillah.
Ve dahî, kelime-i tevhîdin sekiz ismi vardır.
1- Kelime-i şehâdetdir.
2- Kelime-i tevhîd.
3- Kelime-i ihlâsdır.
4- Kelime-i takvâ.