22- Kendi nefsine zulm etmiş olur.
23- Nefsini mülevves etmiş olur.
24- Sağında ve solunda olan meleklere eziyyet etmiş olur.
25- Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” mahzûn etmiş olur.
26- Bütün mahlûkata zararı dokunur. Zirâ o kimsenin günâhı sebebine, yağmurlar yağmaz, yerde ekinler bitmez ve vaktsiz olarak yağmur yağmış olup, fâide yerine zarar vermiş olur.
YOLCULUKDA NEMÂZ
(Ni’met-i islâm)da diyor ki: Nâfile nemâzları ayakda kılmağa gücü yeterken, oturarak kılmak, her zemân ve her yerde câizdir. Oturarak kılarken, rükû’ için bedeni ile eğilir. Secde için, başını yere kor. Lâkin, özrü yok iken nâfileleri oturarak kılana, ayakda kılanın yarısı kadar sevâb verilir. Beş vakt nemâzın sünnetleri ve terâvîh nemâzı da, nâfile nemâzdır. Yolda, ya’nî şehr, köy hâricinde, nâfile nemâzları hayvân üzerinde kılmak câizdir. Kıbleye dönmek ve rükû’ ve secde yapmak lâzım değildir. Îmâ ile kılar. Ya’nî, rükû’ için, bedeni ile biraz eğilir. Secde için bundan dahâ çok eğilir. Hayvân üzerinde fazla necâset bulunması, nemâza mâni’ değildir. Yerde nâfile kılarken yorulanın, bastona, insana, dıvara dayanıp kılması câiz olur. Kendi yürürken nemâz kılmak sahîh değildir. Farz ve vâcib nemâzları, şehr hâricinde, ancak özr olunca, hayvân üstünde kılabilir. Özr, inince arkadaşlarının gidip yalnız kalması, canı, malı, hayvânı için, hırsız korkusu olması, yerin çamur olması, hayvâna binmekden âciz olmak gibi şeylerdir. Mümkin ise, hayvânı kıbleye karşı durdurup kılar. Mümkin değil ise, hareket cihetlerinde kılar. Hayvân üzerindeki mahmil denilen sandık gibi şeylerin içinde kılmak da böyledir. Hayvân durdurulup, mahmilin altına direk konursa, (Serîr), ya’nî masa, kanape gibi olup, yerde kılmak demekdir. Kıbleye karşı ayakda kılması lâzım olur.
Gemide nemâz kılmak, Ca’fer Tayyâr hazretleri Habeşistâna giderken, Resûlullahın ona öğretdiği gibi şöyledir: Hareket eden gemide, özrü olmadan farz ve vâcib de kılınır. Gemide cemâ’at ile kılınabilir. Hareket eden gemide de, îmâ ile kılmak câiz olmayıp, rükû’ ve secde yapar. Kıbleye dönmesi de lâzımdır. Nemâza başlarken kıbleye karşı durur. Gemi döndükçe, kendisi kıbleye döner. Gemide necâsetden tahâret de lâzımdır. Hanefîde, giden gemide farzları da özrsüz iken; yerde oturarak kılmak câiz olur.
Deniz ortasında demirlemiş gemi, çok sallanıyor ise, giden gemi gibidir.