Resûl-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurur: (Yâ Fâtıma! Allahü teâlâ, bir ehadin, bir ehade secde etmesini emr buyursa idi, ben de, avretin erine secde etmesini buyurur idim.)
Hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ”, (Resûlallaha, bana vasıyyet eyle!) dedim. Resûl-i ekrem buyurdu ki, (Yâ Âişe! Ben sana vasıyyet ederim, sen de ümmetimin hâtunlarına vasıyyet eyle! Yarın kıyâmet gününde: Önce îmândan. İkincisi, abdestden ve nemâzdan. Üçüncüsü, eri hakkında, süâl olunur. Hangi erkek ki, avretinin yavuzluğuna sabr eylese, Hak teâlâ, ona Eyyûb Peygamber sevâbını vere. Bir avret dahî erinin yavuzluğuna sabr eylese, Âişe-i Sıddîka mertebesini bula.)
Ve dahî, (Bir erkek, avretini dövse, kıyâmetde, ben onun da’vâcısı olurum) buyurdu.
Kişi, üç yerde, hatûnunu açık avucu veyâ düğümsüz bez ile dövmek câizdir. Nemâzı ve guslü terk etdiğinden ve döşeğine gelmediğinden ve iznsiz dışarıya çıkdığından ötürü. Sopa ile, yumruk ile, tekme ile, düğümlü bez ile döğmek ve başına, gövdesine vurmak hiç bir zemân câiz değildir. Sâir kabâhatlerde, hiç döğülmez. Birkaç tenbîh etmek gerekdir. Eğer islâh olmazsa bırakmak gerek, tâ ki, azâbda olmamak için.
[(Şir’at-ül-islâm)da diyor ki, (Zevcesi huysuzluk edince, kabâhati kendinde aramalı. Ben iyi olsaydım, böyle yapmazdı demelidir. Sâliha olan zevce üstüne tekrâr evlenmemelidir. Nafakalarında adâlet yapamıyacak olanın ikinci zevce alması câiz değildir. Adâlet yapacağını bilenin alması câiz ise de, almaması efdaldir. Câiz olan yerlere giderken baş örtüsü örtmesi ve bedenini iyi örtmesi lâzımdır. Kadının koku sürünerek, zînetlerini göstererek sokağa çıkması harâmdır. Sâliha kadın, dünyâ ni’metlerinin en kıymetlisidir. Müslimâna şefkat göstermek, üzmemek, nâfile ibâdetlerden dahâ sevâbdır.) (Rıyâd-un-nâsihîn)de diyor ki, (Nisâ sûresinin onsekizinci âyetinde meâlen, (Zevcelerinize iyi, yumuşak davranınız!) buyuruldu. Hadîs-i şerîflerde, (Yâ Ebâ Bekr! Zevcesine gülerek, yumuşak söyleyene, köle âzâd etmek sevâbı verilir) ve (Fâsık erkekle evlenen kadına, Allah merhamet etmiyecekdir) ve (Şefâ’atime kavuşmak istiyen, kızını fâsıka vermesin!) ve (İnsanların en iyisi, insanlara iyilik edendir. İnsanların en kötüsü, insanlara zarar veren [onları inciten]dir) ve (Bir müslimânı haksız olarak incitmek, Kâ’beyi yetmiş kerre yıkmakdan dahâ günâhdır) buyuruldu.)