593

Dühâ vakti olunca, hergün iki rek’at (İşrak nemâzı) kılmak sünnetdir. Bu nemâza (Kuşluk nemâzı) da denir. Bayram nemâzı da, bu vaktde kılınır. Nehâr-ı şer’înin yarısı, (Dahve-i kübrâ) vaktidir. Ezânî Fecr vaktinin yarısı, Dahve-i kübrâ vaktidir. Vasatî sâate göre, gece yarısından i’tibâren imsâk ve iftâr vaktleri toplamının yarısıdır.

Öğle ve ikindi nemâzlarının vaktlerini kolayca anlamak için, Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî Serhendînin talebesinden Abdülhak Sücâdilin “rahmetullahi aleyhimâ” yazmış olduğu, fârisî(Mesâil-i şerh-ı Vikâye) kitâbının Hindistânda Hayderî matbaasında 1294

[m. 1877] senesi baskısında ve (Mecma’ul-enhür)de şöyle yazıyor: Güneş gören düz bir yere, bir dâire çizilir. Bu dâireye (Dâire-i hindiyye) denir. Dâirenin ortasına, dâire kutrunun [çapının] yarısı kadar uzun, düz bir çubuk dikilir. Çubuğun tepesi dâirenin üç muhtelif noktasından aynı uzaklıkda olmalıdır ki, tam dik olsun! Bu dik çubuğa (Mikyâs) denir. Bu mikyâsın gölgesi, sabâhları, dâirenin dışına kadar uzundur ve garb tarafındadır. Güneş yükseldikce, ya’nî irtifâ’ı artdıkça gölge kısalır. Gölgenin dâireye girdiği noktaya işâret konur. Öğleden sonra şark tarafında, dâireden dışarı çıkar. Çıkdığı noktaya da bir işâret konur. Dâire çenberi üzerindeki bu iki işâret arasında kalan kavsin [yayın] ortası ile, dâirenin merkezi arasına düz bir hat çizilir. Bu hat, o mahallin (Nısf-ünnehâr hattı) olur. Nısf-ün-nehâr hattının istikâmeti, şimâl ve cenûb cihetlerini gösterir. Güneşin doğduğu tarafa dönen kimsenin sol omuzu, şimâl cihetidir. Güneşin ön kenârı, üfk-ı zâhirî hattından, gâye irtifâ’ına yükselince, (Zâhirî zevâl vakti) başlar. Bundan sonra gölgenin uzayıp kısaldığı his edilmez. Gölgenin en kısa uzunluğuna (Fey-i zevâl ) denir. Arka kenâr, alçalmağa başlıyarak, sathî üfka [zâhirî üfuk hattına] nazaran gâye irtifâ’ına gelince, (Zâhirî zevâl vakti)nin sonu ve(Zâhirî zuhr vakti) olur. Gölgenin uzamağa başladığı görülür. Zâhirî zevâl zemânının, ya’nî gölgenin kısalmasının sonu ile uzamağa başlaması arasındaki zemânın ortasında, güneşin merkezi, semâdaki Nısf-ün-nehâr dâiresi üzerine geldiği mer’î vakt olup, hakîkî üfukdan gâye irtifâ’ında olur. Bu an gündüz ortası, ya’nî (Mer’î hakîkî zevâl vakti)dir. Bu mer’î hakîkî zevâl vaktinde, hakîkî zevâlî sâat 12 dir. 12 ile ta’dîl-i zemânın cebrî toplamı, gündüzün başlangıcı yapılmakdadır. Bu vakt, mahallî, vasatî zevâlî sâat 12 yapılır. Zevâlî sâat makinelerinin başlangıcıdır. (Hakîkî mer’î zevâl vakti), güneşin zevâle geldiği (riyâdî zevâl vakti)nden 8 dakîka 20 sâniye sonradır. Çünki, güneşin ziyâsı, Erda 8 dakîka 20 sâniyede gelmekdedir. Hesâb ile bulunan riyâdî nemâz vaktlerine 8 dakîka 20 sâniye eklenerek, mer’î vaktlere çevrilir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.