415

Dinleri, îmânları za’îf olan birçok kimse, Mısrdan Medîneye geldi. Bunlar Eshâbdan ve Tâbi’înden değildi. Eshâb-ı kirâma karşı kin besliyorlardı. Üç şeyden birini kabûl etmesi için hazret-i Osmânı sıkışdırdılar. Hilâfetden çekil veyâ âmirlerin, vâlîlerin ta’yîn ve azl edilmelerini bize bırak. Yâhud seni öldürürüz dediler. Hazret-i Osmân, Resûlullahın vasıyyetine uyarak, halîfelikden çekilmedi. Ta’yînleri onlara bırakmak da, hilâfet vazîfesini bırakmak olacağından, buna da râzı olmadı. Mısrlılar halîfenin evini sardılar. Medînede bulunan Eshâb-ı kirâmın bir kısmı, işin ölüme varacağını zan etmedi. Mısrlıları geri gidecek sandılar. Bir kısmı da, azgınlara karşı koyacak güçde değildi. Osmân “radıyallahü anh” Âdem aleyhisselâmın iki oğlundan hayrlısının yolunu tutdu. Sıkıntılara katlandıkdan sonra şehîd edildi. Bu habere Eshâb-ı kirâm çok üzüldü. Başka felâketler de başlamasın diye harekete geçdiler. Mısrlılar korkarak, kurtuluşu hazret-i Alîyi halîfe yapmakda buldular. Eshâb-ı kirâm da, buna karşı gelmediği için, hazret-i Alî halîfe seçildi. Eshâb-ı kirâmdan hazret-i Âişe, Talha, Zübeyr ve Benî Ümeyyeden birçoğu, kâtilleri yakalamak için, arkalarından Basraya gitdi. Halîfe seçimi, kâtillerin öncülüğü ile yapıldığı için fitneli seçim dediler. Halîfe de arkalarından gitdi. Mısrlılar halîfenin etrâfında idi. Anlaşma olamadı. Halîfe Kûfeye gitdi. Asker toplayıp, Basraya yürüdü. Cemel vak’ası oldu. Bunun üzerine Şâm vâlîsi Mu’âviye “radıyallahü teâlâ anh” işe karışdı. Sıffîn harbi başladı ise de, iki tarafın hakemleri hazret-i Mu’âviyeyi halîfe yapdı. Eshâb-ı kirâmın çoğu ve müslimânların çoğu buna uydu. Niyyeti bozuk olan fitneciler(Harûrâ) denilen yerde toplandı. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” bunların üzerine yürüyüp, bu(Hâricî)leri öldürdü. Kurtulanlarından [Abdürrahmân ibni Mülcem isminde] biri, hazret-i Alîyi, sabâh nemâzına giderken şehîd eyledi.

İslâm âlimlerine göre, hazret-i Osmânın şehîd edilmesinde, hazret-i Alînin bir ilişiği yokdur. Bunu kendisi de çeşidli hutbelerinde söylemişdir. İmâm-ı Nevevî buyuruyor ki, (Hazret-i Osmân, hak halîfe idi. Zulm olunarak şehîd edildi. Fâsıklar tarafından şehîd edildi. Bu zulme hiçbir Sahâbî karışmamışdır. Alçaklar, Mısrdan geldi. Medînedeki Sahâbîler bunlara karşı koyamadı. Hazret-i Alînin hilâfeti de, sözbirliği ile sahîhdir. O hayâtda iken başka bir halîfe yokdur. Hazret-i Mu’âviye de âdildir, üstündür. Eshâb-ı kirâmdandır. Aradaki savaşlar, şübhe üzerine oldu. Taraflardan herbiri, kendinin hak yolda olduğunu bilmişdi. Bu harbler, hiçbirinin adâletden düşmesine sebeb olmamışdır. İctihâdda ayrıldılar. Bunların hâli, mezheb imâmlarının ayrılmaları gibidir. Bu ayrılıkları, hiçbirini sevmemeğe sebeb olmamışdır).

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.