23. cü yıl zilhiccesinde, bir sabâh nemâzına giderken, Mugîre-tebni Şu’be hazretlerinin kölesi Ebû Lü’lü’ Firuz tarafından bıçakla karnına vurularak yirmidört sâat sonra, 63 yaşında şehîd oldu. Hucre-i se’âdete defn edildi “radıyallahü teâlâ anh”.
Çok âdil, âbid, çok merhametli, aşağı gönüllü, fakîrlikle yaşar bir zât idi. Kudüse giderken deveye, kölesi ile nöbetleşe biniyordu. Şehre girerken deveye binme sırası kölesine geldiği için devenin önünde yürüyordu. Kuvveti, adli, askerleri, üç kıt’ayı titreten islâm halîfesini görmeğe gelenleri hayretde bırakmışdı. O derece âdil idi ki, kendi oğlu günâh işleyince Allahü teâlânın emri kadar sopa vurulmasını emr etdi. Eshâb-ı kirâm yalvardıkları hâlde, bir değnek eksik vurulmasına râzı olmadı ve oğlu bu yüzden öldü. Çok acıdı ve üzüldüğünü bildirdi ise de, pişmân olmadı. Ölünciye kadar, bütün âlem-i islâm, Resûlullah zemânındaki huzûr, safâ ve râhatlık içinde yaşadı. Çeşidli hadîs-i şerîflerle medh olundu.(Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer Peygamber olurdu) hadîs-i şerîfi, yüksekliğini anlatmağa yetişir. Fazîletini, kıymetini bildirmek için, din âlimleri ve dinsizler tarafından cildlerle kitâb yazıldı. Eshâb-ı kirâma derecelerine göre saygı gösterirdi. Bedr gazâsında bulunanlara dahâ çok kıymet verirdi. Hâşimîleri, hepsinden üstün tutardı. Hazret-i Alîyi hepsinden yüksek bulundurur, işlerinde ona danışırdı. Hazret-i Ömeri medh eden hadîs-i şerîflerin çoğunu hazret-i Alî bildirmişdir. 12, 14, 17, 18, 21, 22, 23, 28, 38, 40, 44, 49, 50, 52, 54, 55, 60, 61, 62, 63, 66, 72, 73, 75, 76, 79, 82, 85, 100, 103, 110, 111, 113, 114, 115, 117, 118, 119, 120, 123, 124, 125, 127, 129, 142, 156, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 177, 179, 180, 181, 182, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 196, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 211, 212, 215, 223, 229, 230, 232, 236, 237, 238, 239, 245, 246, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 256, 257, 258, 266, 279, 302, 303, 309, 312, 316, 319, 323, 325, 329, 340, 351, 352, 356, 358, 378, 383, 385, 386, 387, 389, 399, 402, 407, 408.
195 — RÂFİ’Î: Ebülkâsım Abdülkerîm bin Muhammed büyük âlimlerdendir. 623 [m. 1226] de Kazvinde vefât etdi “rahime-hullahü teâlâ”. İmâm-ı Şâfi’înin “rahime-hullahü teâlâ” (Müsned) kitâbını şerh etdi. Tefsîr ve hadîs ve fıkh kitâbları vardır. Şâfi’î mezhebinde çok kitâb yazdı. Bunlar arasında (Muharrer)kitâbı çok kıymetlidir. Bunu çok âlimler şerh veyâ ihtisâr etmişdir. İmâm-ı Nevevînin “rahime-hullahü teâlâ” ihtisâr ederek (Minhâc) adını verdiği kitâb çok kullanılmakdadır. Minhâcın şerhleri arasında en kıymetlisi, Ahmed ibni Hacer Heytemî Mekkînin “rahime-hullahü teâlâ” şerhidir. (Tuhfe) adındaki bu şerh dört cilddir. 53, 364.