384

Ömer bin Abdül’azîz “rahmetullahi aleyh”, Medîne-i münevvere vâlîsi iken, 88 [m. 707] de, halîfe Velîdin emri ile, zevcât-ı tâhirâtın “radıyallahü teâlâ anhünne” odalarını yıkdırıp, Mescid-i se’âdeti genişletirken, etrâfına ikinci bir dıvar yapdırdı. Bu dıvar beş köşeli idi. Hiç kapısı yokdu.

Irakda Zengîlerin idâre etdiği Atabekler devletinin vezîri, ya’nî başvekîli ve Salâhuddîn-i Eyyûbînin[1] amcası oğlu olan Cemâleddîn-i İsfehânî “rahime-hullahü teâlâ”, 584 [m. 1189] senesinde, Hucre-i se’âdetin dış dıvarı etrâfına sandal ve abanos ağaçlarından bir parmaklık yapdırdı. Parmaklık, mescidin tavanına kadar yüksekdi. Fekat, birinci yangında yandı. Altıyüzseksensekiz (688 [m. 1289]) senesinde demirden yapılıp yeşile boyandı. Bu parmaklığa (Şebeke-i se’âdet) denir. Şebeke-i se’âdetin kıble tarafına (Muvâcehe-i se’âdet), şark tarafına (Kadem-i se’âdet), garb tarafına (Ravda-i mutahhera) ve şimâl tarafına (Hucre-i Fâtıma) denir. Mekke-i mükerreme şehri, Medîne-i münevvere şehrinin cenûbunda olduğu için, Mescid-i nebînin ortasında, ya’nî Ravda-i mutahherada, kıbleye dönen kimsenin sol tarafında Hucre-i se’âdet, sağ omuzu tarafında ise, Minber-i şerîf bulunur.

232 [m. 847] senesinde, Şebeke-i se’âdetin bulunduğu yer ile dış dıvarlarının arasına ve bu yerin dışına mermer döşendi. Mermerler, zemân zemân değişdirildi. Son olarak sultân Abdülmecîd hân “rahime-hullahü teâlâ” döşetdi.

Hucre-i se’âdetin beş köşeli dıvârları yapılırken üzerlerine bir de küçük kubbe yapılmışdı. Bu kubbeye (Kubbe-tün-nûr) denir. Osmânlı pâdişâhlarının “rahime-hümullahü teâlâ” gönderdikleri (Kisve-i şerîfe) bu kubbe üzerine örtülürdü. Kubbe-tün-nûr üzerine gelen, Mescid-i se’âdetin büyük yeşil kubbesine (Kubbe-tülhadrâ) denir. Şebeke-i se’âdet denilen parmaklığın dış tarafına örtülen kisve, Kubbe-i hadrâ altındaki kemerlere asılırdı. Bu iç ve dış perdelere (Settâre) denir. Şebeke-i se’âdetin şark, garb, şimâl taraflarında birer kapısı vardır. Şebeke-i se’âdet içine harem-i şerîf ağalarından başka kimse giremez. Dıvarların içine ise, hiç kimse giremez. Çünki kapıları ve pencereleri yokdur. Yalnız kubbe ortasında ufak bir delik olup, tel kafes ile kapalıdır. Bu deliğin hizâsında olarak, Kubbe-i hadrâya da bir delik açılmışdır. Mescid-i şerîf kubbesi 1253 [m. 1837] senesine kadar kurşun renginde idi. Sultân Mahmûd-i Adlî hânın “rahmetullahi aleyh” emri ile yeşile boyandı. 1289 [m. 1872] da, sultân Abdül’azîz hânın “rahmetullahi aleyh”[1] emri ile yeniden boyandı.

[1] Salâhuddîn Eyyûbî 589 [m. 1193] de Şâmda vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.