Elinde mızrak olan biri, yanına bırakılıp, Nasrın yüzünü kıbleden çevirmesi emr olunmuşdu. Gece karanlık basınca, mubârek yüzü kıbleye döndü. O sırada (Ankebût) sûresinin (Îmân etdik diyenlerin kendi hâline bırakıldıkları mı sanıldı) meâl-i şerîfindeki ikinci âyet-i kerîmesini okuduğu işitildi. Bir kabrde (Mülk) sûresinin sonuna kadar okunduğu işitildi. Bunu yukarıda yazmışdık. Bu haberlerin hepsi doğrudur. Hadîs âlimleri bildirmişdir.
İbni Asâkir Alî[1] bildiriyor ki, Umeyr bin Habbab Selemî dedi ki, sekiz arkadaşımla birlikde, Emevîler zemânında rumlara esîr olduk. Bizi, Rum kayserine götürdüler. Bunların boynunu vurunuz emrini verdi. Önce öldürülmek için arkadaşlarımın önüne geçdim. Papaslar bana acıdı. Benim bu hâlime şaşırdılar. Beni afv etmesi için Kayserin elini ayağını öpdüler. Papasın biri, beni evine götürdü. Güzel bir kızı yanıma getirdi. Bu benim kızımdır. Sana nikâh ediyorum dedi ve bizim dînimize gir dedi. Zevce için ve mal için dînimi bırakmam dedim. Birkaç gün geçdi. Bir gece, papasın kızı beni bağçeye çağırdı. Babamın dediğini niçin yapmıyorsun dedi. Ben, kadın için, mal için dînimden dönmem dedim. Burada kalmak mı, yoksa memleketine gitmek mi istersin dedi. Memleketime gitmek isterim, dedim. Gökde bir yıldız gösterdi. Geceleri bu yıldıza doğru git, gündüzleri gizlen! Böylece vatanına kavuşursun dedi ve yanımdan ayrıldı: Üç gece yürüdüm. Dördüncü günü saklanmışdım. Sesler işitdim. Umeyr, Umeyr diyerek beni çağırıyorlardı. Bakdım. Şehîd olan arkadaşlarımı gördüm. Siz şehîd olmadınız mı? Evet olduk. Fekat, Allahü teâlâ şimdi şehîdlere emr etdi. Ömer bin Abdül’azîzin “rahmetullahi aleyh” cenâzesinde bulununuz dedi. At üzerinde idiler. İçlerinden biri, yâ Umeyr! Elini uzat dedi. Elimi uzatdım. Beni arkasına oturtdu. Sür’at ile gitdik. Kendimi, Elcezîrede evimin yanında buldum dedi.
Abdürrahmân ibnül Cevzî[2] diyor ki, Ebû Alî Berberî, Şâmdan Tarsûsa ilk olarak gidip yerleşen üç kişiden biridir. Rumlarla gazâ ediyordu. Arkadaşları ile birlikde esîr oldu. Umeyrin başına gelenler, bunlara da oldu. İki arkadaşını şehîd etdiler. Papaslardan biri, bunu kurtarıp evine götürdü. Bunu aldatmak için, kızını araya koydu. Fekat Allahü teâlâ, kıza hidâyet ihsân eyledi. İkisi yola çıkdılar, gündüz saklandılar. Ayak sesi duydular. Şehîd olan iki arkadaşını gördü. Yanlarında melekler vardı.
—
[1] İbni Asâkir 571 [m. 1176] da Şâmda vefât etdi.
[2] İbnül-Cevzî hanbelî 597 [m. 1202] de vefât etdi.