Çünki, Peygamberlerin hepsi ma’sûmdurlar. Ya’nî hiç yanılmazlar. Hayâlleri çok sâf, çok temizdir. Bâtınları, ya’nî kalbleri tertemizdir. Evliyânın rü’yâlarının çoğu da böyledir. Doğru olur. Çünki Eshâb-ı kirâmda olduğu gibi, doğrudan doğruya veyâ Eshâbdan sonra gelenlerde olduğu gibi, Rehberleri vâsıtası ile, Resûlullahın sohbetinde kazanılan nûrları ile ve Onun emrlerine uymak ile, Evliyânın hayâlleri temizlenmiş ve kalbleri cilâlanmışdır. Celâlüddîn-i Rûmî “rahmetullahi aleyh”,[1] bu inceliği Mesnevîsinde ne güzel anlatıyor. Beyt:
Evliyâyı avlıyan hayâller bilirmisin nedir?
Hudâ bostanı güzellerinin görüntüleridir!
Peygamberlere uymaları sâyesinde, Evliyânın bâtınları cilâlanır, parlak ayna gibi olur “rahmetullahi aleyhim ecma’în”. Ba’zan bâtınlarının eski zulmetleri, kara lekeler gibi meydâna çıkıp, hayâl aynaları bulanır. Keşf ve rü’yâlarında yanlışlık olur. Bu bulanıklık, ba’zan harâm veyâ şübheli birşey yaparak veyâ haddi aşarak, ba’zan da câhillerden, sapıklardan bulaşarak hâsıl olur. Günâh işliyenlerin rü’yâları çok kerre yanlış olur. Bâtınları zulmetli olduğundan çok yanılırlar.
2 -Allahü teâlânın yaratdığı şeylerin hepsine (Âlem) denir. Üç dürlü âlem vardır: (Âlem-i şehâdet), bildiğimiz madde âlemidir. (Âlem-i ervâh), maddî olmıyan, ölçüsüz olan rûh âlemidir.(Âlem-i misâl)de maddeli ve maddesiz hiçbirşey yokdur. Âlem-i misâlde, birinci ve ikinci âlemde bulunan herşeyin ve Allahü teâlânın, hattâ düşüncelerin ve ma’nâların misâlleri vardır. Allahü teâlânın misli yokdur. Misâli vardır denildi. Birşeyin kendisine ve sıfatlarına benziyen başka birşeye, birinci şeyin misli denir. Allahü teâlânın kendinin ve sıfatlarının misli yokdur, olamaz. Birşeyin kendine değil, yalnız sıfatlarına benzetilen başka şeye, birinci şeyin misâli denir. Meselâ, güneşe pâdişâh denir. Pâdişâh, güneşin misâli olur. Nûr sûresi, otuzbeşinci âyetinde meâlen, (Mü’minin kalbindeki Allahü teâlânın nûru, fener içindeki mum gibidir) buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfde, Allahü teâlâya misâl bildirilmişdir: (Öyle bir Hâkimdir ki, bir ev yapmış, içini maddelerle doldurmuşdur).Bundan dolayı, Allahü teâlâ rü’yâda görülebilir denildi. Yûsüf aleyhisselâm, kıtlık senelerini za’îf sığırlar gibi, bolluk senelerini de, semiz sığırlar gibi ve buğday başakları gibi rü’yâda gördü.
—
[1] Celâlüddîn-i Rûmî 672 [m. 1273] de Konyada vefât etdi.