73 — BİRİNCİ CİLD, 312. ci MEKTÛB
Bu mektûb, mîr Muhammed Nu’mânın “kuddise sirruh” süâllerine cevâb olarak yazılmış olup, nemâzda otururken parmak kaldırmak doğru olmadığını da bildirmekdedir:
Âlemlerin, bütün mahlûkların rabbi, yaratıcısı ve varlıkda durdurucusu ve ihtiyâclarını gönderen Allahü teâlâya hamd olsun! Peygamberlerin en üstünü olan Muhammed Mustafâya “aleyhissalâtü vesselâm” ve Onun Peygamber kardeşlerine “salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma’în” ve meleklere ve Onun yolunda gitmekle şereflenenlere salât, selâm ve iyi düâlar olsun!
Molla Mahmûd ile gönderdiğiniz kıymetli mektûb gelerek bizleri sevindirdi. Soruyorsunuz ki:
Süâl 1 — Âlimler, Medînedeki (Ravda-i mubâreke) denilen yer, Mekke şehrinden dahâ kıymetlidir, diyor. Hâlbuki, Muhammed aleyhisselâmın sûreti ve hakîkati, Kâ’be-i mu’azzamanın sûretine ve hakîkatine secde etmekdedir. Ravda-i mubâreke nasıl olur da, dahâ üstün olur?
[Medîne câmi’i içinde, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” kabr-i şerîfi ile câmi’in o zemânki minberi arasındaki, yirmialtı metre uzunluğundaki yere (Ravda-i mutahhara) denir. Ravda, bağçe demekdir. O zemânki minber-i şerîf, üç basamak ve bir metre yüksek idi. [654] yangınında temâmen yandı. Çeşidli yıllarda, çeşidli minberler yapılmış, bugünki, oniki basamaklı mermer minberi, sultân üçüncü Murâd hân [998] de İstanbuldan göndermişdir].
Cevâb 1 — Efendim! Bu fakîre göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, yer yüzünün en kıymetli yeri [Kabr-i se’âdetdir. Bundan sonra] Kâ’be-i mu’azzama [ve bunun etrâfındaki (Mescid-i harâm) denilen câmi’]dir. Bundan sonra, Medînede [Mescid-i nebevî içindeki] (Ravda-i mukaddese) denilen meydândır. Dahâ sonra Mekke-i mükerreme şehridir. Görülüyor ki, Ravda-i mutahhara, Mekkeden dahâ üstündür demek doğrudur.
Süâl 2 — Hanefî mezhebinde olan bir müslimân, nemâzda otururken parmağı ile işâret eder mi? Bu konuda Mevlâna Alîmullah bir risâle yazmışdır. Gönderiyorum. Bu mes’elede siz ne buyurursunuz?
Cevâb 2 — Efendim! Şehâdet parmağı ile işâret etmenin câiz olduğunu bildiren hadîs-i şerîfler çokdur. Hanefî mezhebindeki âlimlerin bir kısmı da, böyle söylemişdir. Gönderdiğiniz risâlede Mevlânâ Alîmullah da bunları bildiriyor. Hanefî mezhebindeki kitâblar, çok dikkatle okunursa, parmak kaldırmanın câiz olduğunu bildiren haberler, (Üsûl bilgileri) değildir.