Verdikleri cizyenin en yükseği, asrımızın parası ile mukâyese edildiğinde, 40-50 kuruşdan ibâret idi ki, zengin olanlar için, bu kadar az bir vergiyi vermekde, dinlerini terk etdirecek hiçbir zorlama yokdur. Cizye verenlerin, malları ve nâmûsları ve ibâdetlerini yapmak hürriyyetleri, müslimânların mal ve nâmûsları gibi olup, herkese müsâvî olarak, adâlet ile muâmele edilirdi. Senede bir kerre birkaç kuruş cizye vermek de, dinlerini, mallarını, canlarını ve haklarını korumanın karşılığı olup, bunu ödememek için, baba ve dedelerinin dînini terk edecek, birkaç şahıs bulunabilir mi?
[(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbında diyor ki: Hindistânın (Nedvet-ül Ulemâ) meclisinin reîsi ve meşhûr (el-İntikad) kitâbının yazarı, târîh profesörü Şiblî Nu’mânî 1332 [m. 1914] de ölmüşdür. Bunun urdu dilindeki (el-Fârûk) kitâbını serdar Esedullah Hânın annesi ve Afganistân pâdişâhı Nâdir Şâhın kızkardeşi fârisîye terceme etmiş, Nâdir Şâhın emri ile 1352 [m. 1933] de Lahor şehrinde basdırılmışdır. Yüzsekseninci sahîfesinde diyor ki: (Rum Kayseri Herakliyusün büyük ordularını perîşân eden islâm askerlerinin başkumandanı Ebû Ubeyde bin Cerrâh, zafer kazandığı her şehrde adamlarını bağırtarak, rumlara halîfe Ömerin “radıyallahü anh” emrlerini bildirirdi. Sûriyedeki Humus şehrini alınca da, (Ey rumlar! Allahın yardımı ile ve halîfemiz Ömerin emrine uyarak, bu şehri de aldık. Hepiniz ticâretinizde, işinizde, ibâdetlerinizde serbestsiniz. Malınıza, canınıza, ırzınıza kimse dokunmıyacakdır. İslâmiyyetin adâleti aynen size de tatbîk edilecek, her hakkınız gözetilecekdir. Dışardan gelen düşmana karşı, müslimânları koruduğumuz gibi, sizi de koruyacağız. Bu hizmetimize karşılık olmak üzere, müslimânlardan hayvan zekâtı ve uşr aldığımız gibi, sizden de, senede bir kerre cizye vermenizi istiyoruz. Size hizmet etmemizi ve sizden cizye almamızı Allahü teâlâ emr etmekdedir) dedi. [Cizye mikdârı, fakîrlerden kırk, orta hallilerden seksen, zenginlerden yüzaltmış gram gümüş veyâ bu değerde mal, yâhud tahıldır. Kadınlardan, çocuklardan, hastalardan, yoksullardan, ihtiyârlardan ve din adamlarından cizye alınmaz.] Humus rumları, cizyelerini seve seve getirip, Beyt-ül-mâl emîni Habîb bin Müslime teslîm etdiler. Rum imperatörü Herakliyusun[1] bütün memleketinden asker toplıyarak, büyük bir haçlı ordusu ile Antakyaya hücûma hâzırlandığı haber alınınca, Humus şehrindeki askerin de Yermükdeki kuvvetlere katılmasına karâr verildi. Ebû Ubeyde “radıyallahü anh”, şehrde me’mûrlar bağırtıp, (Ey hıristiyanlar!
—
[1] Herakliyus 20 [m. 641] de öldü.