Meşhûr felsefeci ve târîhci Winwood Reade diyor ki, (Hıristiyan âlemi putperest âlemine hâkim olunca, putperest âlemi de, hıristiyanlığı bozdu. Oziris ve Apollo masalları, Îsâ aleyhisselâma atf edildi. Yehûdîlerin inandıkları ve Îsâ aleyhisselâmın teblîg etdiği, tevhîdin ya’nî tek Allaha îmân yerini, [Brahmanizmde de bulunan ve] Mısrlıların ihdâs etdikleri ve Eflâtûn tarafından felsefeye sokulan, teslîs (Trinity) ya’nî üç tanrı inancı aldı. (Bana iyi demeyin, iyi bir dânedir. O da Allahdır) diyen bir zâtın kendisi bizzat Allah yerine konuldu veyâ birin üçde biri denildi.) Pakistândaki Peşâver Üniversitesi müderrisinin kitâbından terceme temâm oldu.)]
[Bütün bunlar gösteriyor ki, hıristiyanlık, Îsâ aleyhisselâmın teblîg etdiği ve Mûsâ aleyhisselâmın şerî’atının devâmı olan (Nasrânîlik) değildir. Îsâ aleyhisselâmın ismi arkasına sığınmış, putperestliğin karışdırıldığı, akl ve mantığın kabûl edemiyeceği bir dindir. Hıristiyanlıkdaki, vaftîz ve İşâ-i rabbânî gibi âyînlerin, Îsevîlikde bulunmayıp, sonradan putperestlikden alınarak Îsevîliğe karışdırıldığını ve Îsâ aleyhisselâm bir insan ve Peygamber iken sonradan tanrılaşdırıldığını, pek çok hıristiyan din adamı, profesörler, ilm ve fen adamları açıkça yazmakdadırlar. Papazlar, bu yazılara ve islâm âlimlerinin kendilerine tevcîh etdikleri sorulara cevâb vermek yerine, bu kitâbları toplatdırıp yok etmek yolunu seçmekde ve eskisinden dahâ fazla, yalan, yanlış ve mantıksız yazılarla dolu, yeni kitâblar ve risâleler yazmakda ve dağıtmakdadırlar. Bu da bize gösteriyor ki, 19. ve 20. ci yüzyılda hıristiyanlık temâmen iflâs etmiş, boş ve bâtıl olduğu iyice anlaşılmışdır.]
İlk def’a olarak, iki cezvit papazı, Çinlileri hıristiyan yapmak için, Kanton şehrine gelmişdi. [Cezvit (Jesuit) 941 [m. 1534] senesinde papazların teşkîl etdiği bir misyoner cem’iyyetidir.] Kanton vâlîsinden hıristiyan dîni hakkında va’z vermek için müsâade istediler. Vâlî bunlara ehemmiyyet vermedi ise de, cezvitler onu hergün gelip râhatsız etdiklerinden, nihâyet, (Ben bu mes’ele için Çin Fagfûrundan [sultânından] izn almağa mecbûrum. Kendisine haber vereceğim) dedi ve mes’eleyi Çin Fagfûruna bildirdi. Gelen cevâbda, (Bunları bana gönder. Ne istediklerini anlıyayım) denilmekde olduğundan, cezvitleri, Çinin merkezi olan Pekine yolladı. Bu mes’eleden haber almış olan Budist râhibler, fenâ hâlde telâşa düşdüler. [Ve (bu adamlar, hıristiyanlık adı altında zuhûr eden yeni bir dîni, milletimize telkîn etmeğe çalışıyorlar.