Şâmda vukû’ bulan bu hâdiseleri yatışdırmakda en büyük rolü, âlim ve fâdıl ve meşhûr Cezâyir kahramânı emîr Abdülkâdir ibni Muhyiddîn el-Hasenî[1] oynamışdır. Hakîkî bir müslimân olan bu zât, diğer müslimânlarla birleşerek, hıristiyan mahallelerini muhâfaza etmişdir. Başda Fransız konsolosu olmak üzere, pek çok hıristiyanı, dürzîlerin elinden kurtarmış, pek çok hıristiyanı kendi konağında barındırıp himâye etmiş ve muhtâç, fakîr olanlarına da yardım etmişdir. Eskiden, en büyük düşmanı olan Fransızlar tarafından, Fransanın en büyük nişânı ile taltîf edilmişdir. Önceden pek çok muhârebeler yapmış olduğu Fransızları ve hıristiyanları Allahü teâlânın emrine uyarak korumuş ve onlara yardım etmişdir. Bu hâdisenin vukû’u üzerine, hâriciye nâzırı Fuad Pâşa, (Fevkalâde me’mûr-u murahhas) sıfatı ile, her dürlü askerî, idârî, siyâsî ve mâlî salâhiyyetlerle karışıklıkların giderilmesine ve îcâb eden ıslahâtın icrâsına me’mûr edilmişdir. Beyruta gelen Fuad Pâşa, derhâl Şâma hareket etmiş, hâdiselere sebeb olanları ve hâdiseler içerisinde bulunan dürzîleri cezâlandırmışdır. Zarar gören hıristiyanlara yetmişbeş milyon kuruş tazmînât ödemişdir. Vazîfesinde ihmâl gördüğü yüzonbir askerî şahsı da i’dâm etdirmişdir. Fuad Pâşa, en çok sevdiği arkadaşı Ahmed Pâşanın i’dâm edilmesine (Divân-ı harb)de hükm edilince, (Ben ömrümde bir tavuk kesmemiş ve bir baş vurmamış iken, bakınız Cenâb-ı Hak beni nelere vesîle kıldı) demişdir. Böyle bir adâlet misâlini göstermiş bir hıristiyan devlet var mıdır? Onlar, adâlet yapmak yerine, zulm etmişler ve zulm edenleri de, teşvîk etmişlerdir. Bu hâdisenin, islâm adâletine bir misâl olması için, teferruatı anlatılabilir ise de, kitâbımızın hacmi müsâid değildir. Arzû edenler târîh kitâblarından okuyabilirler.]
Zâhirî sebeblere ve kuvvete baş vurmakdan sakındıklarını ve sâdece rûhânî olarak, Allahü teâlâya ve komşuya muhabbet ve şefkat etdiklerini i’lân eden hıristiyanların, birbirleri hakkında da yapdıkları muâmeleler, vahşetler ve zulmler, târîhlerde yazılıdır. Hıristiyanların yapdığı bu vahşetleri ve zulmleri okuyan bir kimse, biraz şefkat ve merhamet sâhibi ise, yalnız hıristiyanlıkdan değil, böylesine vahşî fi’llere sebeb olmak kâbiliyyetinde bulunduğu için, insanlıkdan bile nefret edeceği gelir.
Avrupalı târîhcilerden birisi, hıristiyanların, hıristiyanlık uğruna, katl etdikleri insanların toplu bir hesâbını yapmış ve o asrdaki ba’zı târîhî ma’lûmatı da yazmışdır.
—
[1] Şerîf Abdülkâdir, 1300 [m. 1882] de Şâmda vefât etdi.