İbni Âbidîn, nemâza niyyeti anlatırken ve (Uyûn-ül-besâir) ellidördüncü sahîfesinde diyorlar ki, (Derin âlimlere göre, yalnız nemâza niyyet edilerek kılınan sünnet sahîh olur. Çünki, beş vakt nemâzın sünneti demek, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” kıldığı nemâz demekdir. Bu nemâzlara sünnet ismi sonradan verilmişdir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, beş vakt nemâzın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızâsı için nemâz kılmağa) derdi. (Sünnet kılmağa) diye niyyet etmezdi. Her vakt içinde böyle kılınan her nemâz, sünnet ismi verilen nemâz olur). (Halebî-yi kebîr)de de böyle yazılıdır. Elliikinci sahîfede buyuruyor ki, (Tecnîs) kitâbında bildirildiği gibi, beş vakt nemâzın sünnetleri nâfile nemâzdır. Nâfile niyyeti ile de kılınır. (Dürr-ül-muhtâr)da ve Molla Hüsrev, (Dürer) kitâbında diyorlar ki, (Beş vakt nemâzın sünnetleri ve terâvîh nemâzı, aslında nâfile nemâzdır. Bunları kılarken, yalnız nemâza diye niyyet yetişir).
(İbni Âbidîn) ve (Nûr-ül-îzâh) hâşiyesinde buyuruyorlar ki, (Câmi’e girince iki rek’at nemâz kılmak sünnetdir. Buna (Tehıyyetülmescid) nemâzı denir. Câmi’e girince, farz, sünnet ve herhangi bir nemâz kılınırsa, tehıyyetülmescid de kılınmış olur. Kılınan nemâzlara, tehıyyetülmescid diye de ayrıca niyyet etmeğe lüzûm yokdur. Çünki, tehıyyetülmescid kılmakdan maksad, nemâz ile câmi’ sâhibi olan Allahü teâlâya hurmet etmekdir. Bu nemâzlarda bu maksad hâsıl olmakdadır).
İbni Âbidîn “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Tehıyyetülmescid) nemâzını anlatırken buyuruyor ki, (Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyyet yapılırsa, iki imâma göre, yalnız farz kılınmış olur. İmâm-ı Muhammede göre ise, o nemâz kabûl olmaz. Çünki, farz ile sünnet ayrı cinsden iki nemâzdırlar. [Bir nemâz vaktinde, kılınan nemâzlar, yâ vaktin farzıdır. Yâhud bu farzdan başka, herhangi bir nemâzdır. Vaktin sünnetleri ve kazâ nemâzları bu ikinci cinsdendir. Hâlbuki, kazâ nemâzı ile sünnet, aynı cinsden oldukları için, tek bir nemâz iki niyyet ile kılınır.] İki imâma göre, kuvvetli olanı kılınmış olur. Hâlbuki, câmi’e girince kılınan herhangi bir nemâz, tehıyyetülmescid yerine de geçdiği için, farz kılarken tehıyyetülmescid olarak da, ayrıca niyyet etmek, imâm-ı Muhammede göre de câiz olur. Yalnız farza niyyet edince de, bu iki nemâz birlikde kılınmış olur). Vaktin farzı ile sünnet, başka nemâz iseler de, sünnet, farzdan başka kılınan nemâz demek olduğu için, sünnetin kazâya benzerliği tehıyyetülmescid nemâzının farza benzerliği gibidir.
(Eşbâh)da, otuzuncu sahîfede diyor ki, (Bir ibâdetde sevâb hâsıl olması için, yalnız bu ibâdetin sahîh olması şart değildir. Hâlis niyyet edilmesi de şartdır. Hâlis niyyet ederek yapılan bir ibâdet, bilmiyerek fâsid olursa, sahîh olmaz. Fekat niyyet edildiği için, çok sevâb hâsıl olur. Meselâ, abdestli olduğunu zan ederek, abdestsiz kılınan nemâz sahîh olmaz. Fekat, niyyetine karşılık çok sevâb verilir. Necs olduğunu bilmediği suyu, temiz zan ederek, bununla abdest alıp kılınan nemâzın şartı noksan olduğu için sahîh olmaz ise de, niyyet mevcûd olduğu için sevâb verilir. Şartlarına uygun olduğu için sahîh olan bir nemâz, riyâ ile, gösteriş için kılınırsa, sevâb hâsıl olmaz). Sünnet yerine kazâ kılan, sünneti terk etmiş olmaz ise de, sünnetin sevâbına kavuşmak için de, kazâyı kılarken, sünneti kılmağa da niyyet etmesi, ya’nî kalbinden geçirmesi lâzımdır. Farz nemâz ile sünnet nemâz birbirinden başka oldukları için, farzı kılarken, sünnete de niyyet etmek câiz olmuyor. Ya’nî sünnet sahîh olmuyor. Kazâ nemâzı ile sünnet nemâz birbirlerinden başka olmadıkları için, kazâ kılarken sünnete de niyyet etmek sahîh oluyor.
Özrsüz senelerce nemâz kılmıyan bir müslimânın, kılmadığı nemâzlarını kazâ etmesi üç şeklde olur:
1 – Beş vaktin sünnetleri yerine ve günün her boş zemânında, hep kazâ kılar.
2 – Yalnız sünnetlerin yerine kazâ kılar.
3 – Sünnetler yerine kazâ kılmayıp, başka zemânlarda, hep kazâ kılar. Bu üç şeklden en iyisi birincisidir. Böylece, kazâlar, bir an önce biter. İkinci şeklde, kazâlar çabuk bitmez. Hem de, kazâ borcu olanın sünnetlerinin sevâbı olmaz.