418

● Tâlibi [maksadı] Hak teâlâ olana, kâfirlerden uzaklaşmak ve onları düşman bilmek zarûrî lâzımdır. 6/55. [Hak Sözün Vesîkaları: 348.]

● Tâlibân, zâhiren ve bâtınan [Allahü teâlâyı taleb edenler, zâhiren ve bâtınan] Peygamberimize tâbi’ olmağa gayret edip ve bu devlete mâni’ olan herşeyden baş gözünü ve kalb gözünü yumalar, bileler ki, bir şahıs kerâmetler ve fazîletler sâhibi olsa, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” tâbi’ olmakda gevşek olsa, onun muhabbeti öldürücü zehrdir. Kerâmetleri olmasa, fekat tâbi’ olmakda sağlam olanın sohbeti şifâ veren ilâcdır. 4/10. [İslâm Ahlâkı: 557.]

● Tâlib-i ilâhîye [Allahü teâlâya tâlib olana] hicran içerisinde olmakdan ve devâmlı üzüntülü olmakdan başka çâre yokdur. 4/13.

● Tâlibe başlangıcda zikr lâzımdır. Çâre yokdur. [Mecbûrdur]. O şartla ki, kâmil ve mükemmil olan mürşidden bu zikr dersini almış ola. Eğer bu şart olmazsa, ebrârın zikri kâbilindendir ki, netîcesi sevâbdır. Yaklaşdırıcı değildir. 4/84.

● Tâlib-i sâdık [sâdık tâlib], şeyhine muhabbet ile bâtınından feyz alarak onun rengine girer. [Onun makâm ve derecelerinde ilerler]. 4/165.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.