Bu hâli görünce dayanamadım. Müsâade alıp evime gitdim. Bu durumu evimdekilere anlatdım. Evde bir sa’ arpa ve bir de oğlak var dediler. Arpayı öğütdüm ve oğlağı kesip tencereye koydum. Sonra Resûlullahın yanına döndüm. Dönerken hanımım yemeğin az olması sebebiyle mahcûb olmayalım diye tenbîh etdi. Durumu Resûlullaha arz edince, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, ey hendek halkı! Câbir bize ziyâfet hâzırlamış, da’vet ediyor. Geliniz, yemeği bol ve güzel yemekdir, buyurdu. Sonra, bana buyurdu ki, hanımına söyle! Ben gelmeden tencereyi ateşden indirmesin, ekmekleri de pişirmesin. Ben önce gidip hanımıma, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, muhâcirîn ve ensâr ile birlikde bütün Eshâbıyla, bize yemeğe teşrîf ediyorlar dedim. Hanımım, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” yemeğin ne kadar olduğunu biliyorsa, hiç üzülmeyiz, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâb-ı kirâmla birlikde evime teşrîf edince, Eshâbın gurub gurub içeri girmesini emr buyurdu. Sonra bize hamuru getiriniz buyurdu. Hamuru getirince, bütün hayrların menbâı ve bütün bereketlerin mayası olan mubârek ağzını açıp hamurun üzerine bir kere üfürdü. Allahü teâlâ hamura bereket verdi. Sonra ekmekleri kim pişirecekse pişirsin buyurdu. Emri üzerine tandırdan ekmekleri ve tencereden eti çıkardım ve Eshâb-ı kirâma ikrâm etdim. Hepsi temâmen doydu. Evimden ayrılıp gitdiklerinde ekmekler ve et hiç eksilmemiş, aynen duruyordu.
• Yine Câbir bin Abdüllah “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır: Âlemlerin efendisi ve insanların rehberi Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” her kim da’vet etse kabûl buyururlardı. Bir gün ben de da’vet etmişdim. Falan gün gelirim buyurdu. Zemânı gelince, Câbir bin Abdüllahın “radıyallahü anh” evine teşrîf etdiler. Hazret-i Câbir, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” evine teşrîfiyle o kadar sevindi ki, karşılamak için sevinçle koşarken, su tulumunu devirdi ve su döküldü. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” içeri girip oturdu. Hazret-i Câbirin bir kuzusu vardı. Onu hemen kesip kebâb yapmak için hâzırladı.