450

Sonra gözden kayboldu. Göğe mi çıkdı, yoksa yere mi gizlendi, anlayamadım.

• Bir zât şöyle anlatmışdır: İmâm-ı Muhammed Bâkırdan “radıyallahü anh”, mü’minin Allahü teâlâ üzerindeki hakkı nedir, diye sordum. Benden yüzünü çevirdi. Tekrâr sordum, cevâb vermedi. Üçüncü def’a sorunca, mü’minin Allahü teâlâ üzerindeki hakkı şudur ki, şu hurma ağacına gel deyince, o hurma ağacının gelmesidir, buyurdu. Bir de bakdım ki, işâret etdiği hurma ağacı gelmeğe başladı. Hurma ağacına, yerinde dur, bu sözümle senin gelmeni kasdetmedim, buyurdu.

• Bir şahs şöyle anlatmışdır: Muhammed Bâkırın “radıyallahü anh” evine gitdim. Kapıyı çaldım. Genç bir câriye kapıyı açdı. Elimi câriyeye dokunarak, efendine, kapıda falan kimse var diye söyle, dedim. O sırada içerden, içeri gir, annesiz kalasın diye bir ses geldi. İçeri girdim ve ben ona bir kötü şey yapmadım, dedim. Doğru söylüyorsun. Fekat bu dıvârların size perde olduğu gibi, bize de perde olduğunu mu zan ediyorsun. O zemân farkımız ne olacakdır. Sakın bir dahâ böyle bir şey yapma, buyurdular.

• Habbâbe-i Vâlibiyye, Muhammed Bâkırın “radıyallahü anh” ziyâretine gelmişdi. Niçin böyle seyrek geliyorsun, buyurdu. Başımda bir beyâzlık var, o beni meşgûl ediyor, diye cevâb verdi. Neresi olduğunu bana göster deyince, Habbâbe başındaki beyâzlığı gösterdi. Mubârek elini onun başındaki beyâzlığın üzerine koydu. Beyâzlık kayboldu. Sonra buna bir ayna verin, başına baksın buyurdu. Habbâbe aynayı alıp bakdı. Saçındaki beyâzlık kaybolmuşdu.

• Bir zât şöyle anlatmışdır: İmâm-ı Muhammed Bâkır “radıyallahü anh” ile Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mescidinde idik. O günlerde İmâm-ı Zeynel’âbidîn “radıyallahü anh” vefât etmişdi. O sırada Dâvüd bin Süleymân ile Mensûr Devânikî mescide geldiler. Dâvüd bin Süleymân, İmâm-ı Muhammed Bâkırın “radıyallahü anh” huzûruna geldi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.