Sonra bir bağırdı ki, aklı başından gitdi ve dedi, yâ Hayyân oğlu! Baban Hayyân öldü. Sen dahî yakındır ki ölürsün! Yâ Cennete gidersin veyâ Cehenneme! Baban hazret-i Âdem aleyhisselâm öldü ve Nûh aleyhisselâm öldü. İbrâhîm Halîlullah öldü. Mûsâ kelîmullah öldü. Dâvüd halîfe-i hüdâ öldü. [Hazret-i Îsâ ölmedi.] Hazret-i Muhammed Resûlullah “aleyhissalâtü vesselâm” öldü. Resûlullahın halîfesi Ebû Bekr öldü. Birâderim hazret-i Ömer de öldü. Ben, Ömer henüz ölmedi, dedim. Hak Sübhânehü ve teâlâ bana Ömerin öldüğünü haber verdi. Ben ve sen de öleceğiz, dedi. Salevât getirip, kısa bir düâ yapdı. Dedi ki, benim sana vasıyyetim odur ki, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin kelâm-ı azîmüşşânını ve ehl-i sâlih tarîkını [sâlih kişilerin yolunu] önünde tutasın, ölümü anmakdan bir sâat gâfil olmıyasın. Kendi kavmine varıp, onlara nasîhat edesin. Onları nasîhatsız bırakmayasın. Cemâ’atden bir adım ayrılmayasın ki, bilmeden dinden çıkar ve Cehenneme düşersin. Sonra bir çok düâlar etdi ve dedi: Yâ Herem bin Hayyân! Bundan böyle ne ben seni görürüm. Ve ne sen beni görürsün. Beni düâ ile yâd et. Tâ ki, ben de seni düâ ile yâd edeyim. Sen bir tarafa git. Ben de bir başka tarafa gideyim. İstedim ki, bir sâat onunla gideyim. İstemedi ve ağladı, beni de ağlatdı. Ardınca bakdım. Sonra bir mahalleye girdi. Bir dahâ ondan haber alamadım. Ömrümün sonuna kadar hazret-i Ömerin rûhuna hayr düâ ederdim ki, bana onun tarafına yol gösterdi. Eğer onun irşâdı olmasaydı, ben Üveysi bulup, feyz alamazdım.
Yetmişdokuzuncu Menâkıb: Emîr-ül mü’minîn Ömer “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin bir câriyesi var idi. Adı Zâide idi. Bir gün koşarak Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin huzûrlarına geldi ve dedi ki: Yâ Nebiyyallah! Ben Ömerin evinde idim. Hamur yapıp, ekmek pişirmek istedim. Odun yok idi. Vardım hurmalığa odun getirmeğe. Odunu topladım. Bağladım. Getirmeğe kâdir olamadım. Bir at ayağı sesi işitdim. O hurmalıkda hiç atlı görmemişdim. Bakdım, güzel yüzlü bir atlı gördüm. Yeşil kaftanlar giymiş. Bana dedi, yâ Zâide! Hazret-i Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” nasıldır. Ben dedim, pek iyidir. Cennet ile müjde verir. Cehennem ile korku verir.