Sonra İbni Mülceme, içeri gel, dedi. Abdürrahmân bin Mülcem içeri girip, o şekliyle bir kerre ona bakdı. Hemen ona âşık oldu. Kadını istedi. Kadın dedi, sen benim mehrime ta’kat getiremezsin. O dedi ki, ne mikdâr istersin. Kadın dedi, üçbin dirhem sâfî gümüş. İki çalgıcı câriye ve Alî bin Ebî Tâlibin katli. İbni Mülcem dedi ki: Gümüş ve câriye kolaydır, ammâ, Alînin katli mümkin olmaz ki, ben Alînin sirâclarındanım. Bunu nasıl yapabilirim. Eğer beni ister isen, muhakkak bunu yapmalısın. Gümüş ve câriye için fikrini yorma. İbni Mülcem dedi ki: Bir darbeye kanâat edersen, kabûl ediyorum. Bir kılınç getir. Kadın, zehrli su verilmiş kılınç getirdi. Ramezân-ı şerîfin onüçü idi. Emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü teâlâ anh” oturdu. Hasen ve Hüseyn “radıyallahü teâlâ anhümâ” hazretlerine buyurdu ki, bugün Ramezân-ı şerîfin kaçıncı günüdür. Dediler, onüçüncü günüdür. Buyurdu ki: Kaç gün kaldı. Dediler, onyedi gün kaldı. Buyurdu ki: Muhakkak, yüzüm başımın kanı ile boyanacakdır. Abdürrahmân bin Mülcem için dedi ki, (Ben onun yaşamasını istiyorum. O benim öldürülmemi istiyor.) Abdürrahmân bunu işitdi. Emîrin huzûruna vardı. Dedi ki: Yâ Emîr-el mü’minîn! İşte elim, işte boynum. İster isen elimi kes, ister isen boynumu vur. Emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, bana nişân vermişdir ki, seni (Benî Murâd)dan bir kimse öldürse gerekdir. Ben günâh etmemişe karşılık yapmam. Ramezân ayının yirmiüçü oldu. Bu la’în evinde yatmışdı. Sabâh oldu. Emîr-ül mü’minîn, nemâza gitmek için kalkdı. Serâyda [evinde] bir kaz vardı. Çağırdı, [bağırmağa başladı]. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki: (Bağırmaları, ağlamalar ta’kîb eder.) Hasen “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri dedi: (Yâ babacığım! Bu ne sözdür!) Buyurdular ki: Bu söz odur ki, gönlüm şehâdet olacağımı haber verir. Ben bu ayda katl olunurum. Sonra serâyın [evinin] kapısını açdı. Bir çivi kaftanına takılıp, yırtdı. Hazret-i Emîrin gönlü daraldı. Mescide vardı ve (Allah yolunda mücâhede eden, bir olan Allahdan başkasına ibâdet etmiyen mü’mine yol açın) diye halkı uyardı. Abdürrahmân bin Mülcem o zemân kadın ile berâber idi. O zemân müezzinin sesini işitdiler. Kadın dedi ki, kalk işini iyi gör. Gönlün şâd olarak geri dön.
- 385 -