Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin rahmetine kavuşamamak derdinden emîn olmuşdur. Her kim dilinin sözünü ve kalbinin i’tikâdını Ömer-ül Fârûkun büyüklüğünde ve temizliğinde iyi tutup, Ömeri Ebû Bekrden sonra emîr ve imâm bilirse, kendi kurtuluş yolunu bütün şübhelerden pâk eder. Hakîkat ve yakîn ile yükü hafîfliyenler ve kurtulanlar cümlesinden olur. Bir kimse ki, dilinin sözünü ve kalbinin i’tikâdını, Osmân bin Affânın büyüklüğü ve temizliğinde iyi tutarsa [dili ile ve kalbi ile onu iyi bilirse], Ömerden sonra halîfe ve imâm bilirse, nûr-ül lütf ve kemâl-i îmân ile ve Kur’ân-ı kerîmin nûru ile münevver ve rûşen olur ve kabr karanlığını o sebeb ile kendinden uzak tutmuş olur. Bir kimse dilinin kavlini [sözünü] ve kalbinin i’tikâdını Aliyyül Mürtedânın büyüklüğü ve temizliğinde iyi tutup [onu iyi bilip], Alîyi Osmândan sonra halîfe ve imâm bilirse, o kimse, takvâ elini îmân ağacının budaklarından[dallarından] bir budağa uzatmış, dostluk ve âşinâlık ahdini Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri ile ve melekler ile ve Nebîler ile ve bütün mü’minler ile sağlamlaşdırmış olur. Bir kimse, benim bütün eshâbıma ve Ehl-i beytime, küçüğüne ve büyüğüne, günâhkârına ve günâhsızına, dili ile medh-ü senâ etse, kalbiyle, hayr ve salâh, sıdk ve sevâb ve reşâd i’tikâd etse, o kimse mü’mindir. Bir kimse benim eshâbıma, aralarındaki muhârebelerden ve sulhden, hayrdan ve şerden, fâide ve zarardan, onlar hakkından dili ile kötü söz söyler ise, kalbiyle onları inkâr ve buğz ederse, o kimse münâfıkdır. Ebedî Cehennemde kalır ki, Allahü teâlâ Sûre-i Nîsâ 145.ci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Münâfıklar elbette Cehennemin esfel derekesinde olurlar. Onlar için hiçbir yardımcı yokdur) buyurmuşdur.
Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin bu havzına Kur’ân-ı azîm ve kitâb-ı kadîmde delîl vardır. Söz uzayacak ise de, bahs etmek lâzımdır. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin mubârek sözleri, Kur’ân-ı azîm-üş-şânda bildirilmişdir. Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri buyuruyor: (Bismillâhirrahmânirrahîm. İnnâ a’taynâ …….) Bu sûrenin harflerini ve kelimelerini beyân edelim. Sonra fazîletini beyân edelim. Bu sûre üç âyetdir. Kelimeleri ondur, harfleri kırkikidir. Emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü teâlâ anh” haber verdi.