Yirmibirinci Menâkıb: Sahîh rivâyet ile nakl olunmuşdur. Hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerine, dört elma getirdi. Resûlullah, birisini Ebû Bekre “radıyallahü anh” verdi. Birisini Ömere “radıyallahü anh” verdi. Birisini Osmâna “radıyallahü anh” verdi. Birisini Alîye “radıyallahü anh” verdi. Ebû Bekrin “radıyallahü teâlâ anh” elması üzerinde, (Hâzâ hediyyetün minel Melik-işşefîk alâ Ebî Bekr-i Sıddîk) [Bu, meliküşşefîkden Sıddîka hediyyedir] yazılmışdı. Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” elması üzerinde, (Hâzâ hediyyetün minel melikil vehhâb alâ Ömer-il Hattâb), [Bu, melikül vehhâbdan, Ömer-ül Hattâba hediyyedir] yazılmışdı. Osmânın “radıyallahü teâlâ anh” elması üzerinde, (Hâzâ hediyyetün minel melik-ül hannân el mennân alâ Osmân bin Affân) [Bu, melikül Hannân ve mennândan Osmân bin Affâna hediyyedir] yazılmışdı. Alînin “radıyallahü teâlâ anh” elması üzerinde, (Hâzâ hediyyetün minel melikil Vâhibil Gâlib alâ Alî ibni Ebî Tâlib) [Bu, Melikül Vâhibül Gâlibden, Alî bin Ebî Tâlibe hediyyedir] yazılmışdı. Yine Ebû Bekrin “radıyallahü anh” elması üzerine, (Ebû Bekre buğz eden zındıkdır) yazılmış idi. Ömerin “radıyallahü anh” elması üzerine, (Ömere buğz edenin yeri Sekar [Cehennem]dir) yazılmış idi. Osmânın “radıyallahü anh” elması üzerine, (Osmâna buğz edenin hasmı Rahmândır) yazılmış idi. Alînin “radıyallahü anh” elması üzerine, (Alîye buğz edenin hasmı Nebîdir) yazılmış idi.
Yirmiikinci Menâkıb: Hadîs-i şerîfde Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki: (Nûh aleyhisselâm, kavminden, haddinden ziyâde eziyyet ve müşkilât çekip, müslimân olmalarından da kat’î ümîdini kesip, düâ edip, [Nûh sûresi 26.cı âyet-i kerîmesinde meâlen buyurulduğu gibi], (Yâ Rabbî! Yeryüzünde dolaşan hiçbir kâfiri bırakma.) dedi. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri düâsını kabûl etdi. Cebrâîl aleyhisselâm gelip, tûfanın nasıl olacağını ve nasıl gemi yapacağını söyledi. Nûh aleyhisselâma neccârlığı [marangozluğu] ta’lîm etdi ve dedi ki: Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri buyurdu ki, bir gemi yapacaksın. Nûh aleyhisselâm dedi; nasıl yapmam lâzım.