Hasen “rahmetullahi aleyh” diyor ki, (Kabristâna girince, Allahümme Rabbel-ecsâdil bâliyeh vel’izâmin-nahiret-illetî harecet mineddünyâ ve hiye bike mü’minetün. Edhil aleyhâ ravhan min indike ve selâmen minnî okursa, meyyitlerin sayısı kadar sevâb verilir). (Etfâl-ül-müslimîn)den terceme temâm oldu. İmâm-i Şâfi’î ve imâm-ı Mâlik “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”, yalnız beden ile yapılan ibâdetlerin sevâbları meyyite vâsıl olmaz dediler. Fekat, sonradan gelen şâfi’î âlimleri, meyyitin yanında okuyup hediyye edince veyâ uzakda okuyup sonra, (Yâ Rabbî! Okuduğumdan hâsıl olan sevâbın mislini vâsıl et!) gibi düâ edince, vâsıl olur dediler.
(Şir’at-ül-islâm) şerhindeki hadîs-i şerîfde, (Ümmetimin yapdığı ibâdetlerin en kıymetlisi, Kur’ân-ı kerîmi, Mushafa bakarak okumakdır) buyuruldu. (Kitâb-üt-tibyân)da, (Kur’ân-ı kerîm okumanın en efdali, nemâzda okumakdır) buyuruldu. [Muhammed Ma’sûm hazretlerinin (Mektûbât)ının üçüncü cildi, doksanüçüncü mektûbunda yazılı hadîs-i şerîfde, (Nemâzda okunan Kur’ân, nemâz dışında okunan Kur’ândan dahâ hayrlıdır) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, senedleri ile birlikde, (Hazînet-ül-esrâr)da da yazılıdır.] Hazret-i Alî “radıyallahü anh” buyurdu ki, (Nemâzda ayakda iken okunan Kur’ânın her harfi için yüz sevâb verilir. Nemâz dışında abdestli okuyunca, her harfi için yirmibeş sevâb verilir. Abdestsiz okuyunca, on sevâb verilir. Yürürken ve iş yaparken okuyunca, dahâ az sevâb verilir.) Ma’nâsını düşünerek bir âyet okumak, başka şey düşünerek, bütün Kur’ânı hatm etmekden dahâ çok sevâbdır. Son zemânlarda, hâfızların, Kur’ân-ı kerîmi tegannî ederek mûsikî perdelerine uyarak okumaları, çok çirkin bid’atdir. Çok günâhdır. Kur’ân-ı kerîmi, güzel ses ile, Allahdan korkarak ve hüzn ile okumalıdır. Kerderî, (Bezzâziyye fetvâsı)nda diyor ki, (Tegannî ile, şarkı söyler gibi Kur’ân okuyana sevâb verilmez). Sûre veyâ âyet okumağa başlarken E’ûzü okumak vâcibdir. Fâtiha okumağa başlarken Besmele okumak da vâcibdir. Diğer sûrelere başlarken Besmele okumak sünnetdir. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Kur’ân-ı kerîmi tecvîd bilgisine uyarak okuyunca, her harfine yirmi sevâb verilir. Tecvîde uymazsa, on sevâb verilir). Bir âyeti ezberledikden sonra unutmak, en büyük günâhlardandır. (Kur’ân-ı kerîm okunan evden, Arşa kadar nûr yükselir) hadîs-i şerîfdir. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyurdu ki, (Kur’ân okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytânlar oradan kaçar). Kur’ân-ı kerîmi dinlemek çok sevâbdır. Hadîs-i şerîfde, (İnsanın dinlediği bir âyet, kıyâmetde kendine nûr olur) buyuruldu. Kur’ân-ı kerîm okumağı geçim vâsıtası yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîm okuyunca, Allahü teâlânın rızâsını ve Cenneti isteyiniz! Dünyâlık istemeyiniz! Bir zemân gelir ki, hâfızlar, Kur’ân-ı kerîmi, insanlara yaklaşmak için vâsıta yaparlar) buyuruldu.
(Şir’a)da diyor ki, (Kur’ân-ı kerîmi kırk günde hatm etmek, ya’nî başından sonuna kadar okumak müstehâbdır. Üç günden önce hatm etmek câiz değildir. Hatm sonunda yapılan düâ kabûl olur. Hatm düâsında bulunmağa çalışmalıdır. Hatm bitince, yeniden hatme başlamak niyyeti ile Fâtiha okumalıdır. Hadîs-i şerîfde, (İnsanların en iyisi, hatmi bitirince, yeniden başlıyandır) buyruldu. (Kâdîhân), nemâzda kırâeti anlatırken diyor ki, Ramezânda ve başka zemânlarda cemâ’at ile hatm düâsı yapmak mekrûhdur diyenler vardır. Sonra gelen âlimler ise iyi olur dedi. Buna mâni’ olmamalıdır.)
(Tenbîh-ül-gâfilîn)deki hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîm okuyanın ana-babası kâfir olsalar bile, azâbları hafîfler) buyuruldu. Haberde bildirildi ki: (Cennet derecelerinin sayısı, Kur’ân-ı kerîmin âyetlerinin sayısıncadır. Kur’ân-ı kerîmi hatm eden kimse, bütün derecelere kavuşur). (Künûz-üd-dekâık)da yazılı, Taberânînin ve İbni Hibbânın bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîmi hatm edenin düâsı kabûl olunur) buyuruldu. (Kitâb-üt-tibyân)da diyor ki, (Kur’ân-ı kerîmin hatm edildiği yere rahmet yağar. Hatmden sonra düâ etmek müstehabdır. Kur’ân-ı kerîm hatm olunurken toplanmak müstehabdır.