Altın lira yok ise, velî, bileyzik, yüzük gibi altın eşyâ, bir hanımdan ödünc alır. Bundan, (nemâz kılmadığı sene adedi x 7,2) gram dartılıp, bir mendile konur. Mendilde, nemâz kılmadığı sene adedi kadar altın lira vardır. 60 adedi, devre oturan fakîr adedine bölününce, devr adedi ma’lûm olur. Altın az ise, birincidekinin yarısı kadar dartılır. Devr adedi, birincinin iki misli olur. Misâlimizde, 48 x 7,2 = 350 gram altın ve on fakîr ile altı devr, 70 gram altın ile otuz devr yapılır. Devr bitince, sondaki fakîr, elindeki altınları velîye hediyye eder. Bu da borcunu öder. Velîde altın liralar varsa, nemâz kılmadığı seneler adedince, altın lira ile devr yapılır. 60 adedi, devre oturan fakîr adedine bölününce, devr adedi ma’lûm olur. Altın adedi, nemâz borcu olan seneler adedinden birkaç def’a az olursa, devr adedi, o kadar def’a çok olur. Yukarıdaki misâlde, 48 altın lira ve bir fakîr ile 60 devr ve 4 fakîr ile 15 devr, 10 fakîr ile 6 devr yapılır. Altın lira 10 aded ise, 48 yerine 50 kabûl edip, 4 fakîr ile 75 devr yapılır. Fakîr adedi de 10 olursa, 30 devr yapılır.
Nemâz iskâtı bitdikden sonra, tutulmıyan, kazâ edilmeleri lâzım olan, 48 senelik, orucların iskâtı için, beş altını dört fakîre üç kerre devr eder. Çünki, bir senelik ya’nî, otuz günlük oruc keffâret iskâtı, elliikibuçuk kilo buğday veyâ 5,25 gram altın, ya’nî 0,73 aded altın lira olmakdadır. Görülüyor ki, hanefîde bir altın bir senelik oruc keffâretini iskât eder ve kırksekiz sene için kırksekiz altın vermek lâzım olur. Beş altın ile, dört fakîre bir devr yapınca, yirmi altın verilmiş oluyor. Kazâ edilmeleri lâzım olan orucların iskâtı yapıldıkdan sonra, zekât için, sonra kurban ve sadaka-i fıtr, nezr ve vârisleri bilinmeyen kul hakları için de birkaç devr yapılır.
Mâlikî ve şâfi’î mezheblerinde, nemâz için de fidye verilir kavline göre, vitr nemâzı sünnet olduğu için, bir günde beş nemâz fidyesi verilir. Bu iki mezhebde, bir nemâz ve bir oruc fidyesi olarak bir müd’ buğday verileceği (El-Envâr) ve (Nef’ulenâm)da yazılıdır. Bir müd’ 173,3 dirhem olup, bir günlük beş nemâz fidyesi 2,1 kgr. bir ay için 63 kgr. buğday, ya’nî 0,875 aded altın lira, bir sene için 705 kgr. buğday veyâ 10,5 aded altın ve bir aylık oruc fidyesi 5,2 kgr. buğday, 0,07 aded altın olur. Mâlikî ve şâfi’îler, hanefî mezhebini taklîd ederken, bir aylık nemâz fidyesi 5 altın, bir aylık oruc fidyesi bir altın hesâb eder.
Bir yemîn keffâreti için, bir günde on fakîr ve özrsüz bozulup keffâret lâzım olan bir günlük oruc keffâreti için, bir günde altmış fakîr lâzımdır ve bir fakîre bir günde, yarım sâ’ buğdaydan fazla verilemez. Ya’nî, birkaç yemîn keffâreti bir günde on fakîre verilemez. O hâlde, yemîn ve oruc keffâretleri için bir günde devr yapılamaz. Birinci kısm, 83. cü maddeye bakınız! Yemîn vasıyyeti varsa, bir yemîn için, bir günde on fakîrin herbirine ikişer kilo buğday veyâ un veyâ bu değerde herhangi bir mal, altın, gümüş verilir. Bunları, bir fakîre, on gün arka arkaya vermek de olur. Yâhud bir fakîre kâğıd para verip, (Seni vekîl ediyorum. Bu para ile, hergün, sabâh ve akşam olmak üzere, iki kerre on gün karnını doyuracaksın!) demelidir. Karnını böyle on gün doyurmayıp, kahve, gazete parası yaparsa, câiz olmaz. En iyisi, bir aşcı ile pazarlık edip, on günlük parayı aşçıya verip, fakîr, bu aşçıda, hergün, sabâh ve akşam olmak üzere iki kerre on gün karnını doyurmalıdır. Niyyet etdikden sonra bozulan oruc ve zıhâr keffâretleri de böyle olup, bu ikisinde, bir günün keffâreti için, altmış fakîre bir gün veyâ bir fakîre altmış gün yarım sâ’ buğday veyâ bu değerde başka mal vermek veyâ hergün iki kerre doyurmak lâzımdır.
Vasıyyet edilmiyen zekât iskâtı yapılması lâzım değildir. Vârisin, zekât iskâtı için de, kendiliğinden devr yapabileceğine fetvâ verilmişdir.
Velî, altınları fakîrlere her verişde, nemâz veyâ oruc iskâtı diye niyyet etmelidir. Fakîr de, velîye geri verirken, hediyye ediyorum demeli ve velî teslîm aldım demelidir. (Eşi’at-ül-lemeât)da, sadaka, zekât alması câiz olmıyanı anlatırken diyor ki, (Âişe “radıyallahü anhâ” buyurdu ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” odama geldi. Çömlekde et kaynıyordu. Ekmek ile evde bulunan birşey ikrâm etdim. (Et pişdiğini gördüm) buyurdu. Hizmetçimiz Berîreye sadaka verilen et idi.