369

Bir diğer husûs ise, bedenin göğe çıkması, ehl-i kitâb olanlar arasında da imkânsız, ya’nî olamıyacak bir iş değildir. Çünki, Ehnûh, İlya ile Elyesa’ aleyhimüsselâmın bedenen göğe çıkdıkları, hıristiyanların ellerinde mevcûd (Kitâb-ı Mukaddes)deki Tekvînin beşinci bâbının yirmidördüncü âyetinde ve ikinci meliklerin, ikinci bâbının birinci âyetinde yazılıdır. Markos İncîlinin onaltıncı bâbının ondokuzuncu âyetinde ise: (Rab Îsâ, onlara söyledikden sonra, göğe alındı ve Allahın sağına oturdu) demekdedir. Pavlosun, Korintoslulara yazdığı ikinci mektûbun onikinci bâbının ikinci âyetinde: (Mesîh denilen adam, bedende mi veyâ bedenden hâricde mi, bilmem, onu Allah bilir. Üçüncü göke çıkarılan bir adam olarak biliyorum) demekdedir. Îsâ aleyhisselâmın da mi’râca çıkarıldığı görülüyor.

2 — Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiş olan (Şakk-ı kamer), ayın yarılması mu’cizesidir. Bu husûsda, inkâr edenlerin, ya’nî hıristiyan papazların i’tirâzları ve müslimânların onlara vermiş oldukları cevâblar, (İzhâr-ül-hak) ve (Es’ile-i hikemiyye) kitâblarında uzun yazılıdır.

3— (Ramy-ı turâb) mu’cizesidir. Bedr gazâsında, Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” müşriklerin dörtde biri kadardı. Harb şiddetlenip, müşrikler hücûmlarını artdırdıkları zemân, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” çardak altında mubârek başını secdeye koyup: (Ey yüce Rabbim! Eğer bu bir avuç müslimânı zafere ulaşdırmazsan, yeryüzünde seni tevhîd edecek [birleyecek] bir kimse kalmaz) diye zafer ve nusrat için düâ etdi. Dahâ sonra, bir müddet sükût buyurdu. Hemen mubârek gözlerinde sevinç alâmetleri belirip, yanında bulunan, mağara arkadaşı Ebû Bekr-i Sıddîka “radıyallahü anh” zafer ve Allahü teâlânın yardımı ile müjdelendiğini haber verdi. Çardakdan çıkarak harb meydânına teşrîf etdiklerinde, yerden bir avuç kum alıp, müşrik askerlerinin üzerine doğru atdı. Kum tanelerinin her biri, düşman askerlerinin gözüne bir belâ ve hezîmet şimşeği gibi gelerek, zâhirî bir sebeb olmaksızın derhâl perişân oldular. Enfâl sûresinin onyedinci âyet-i kerîmesi bu mu’cize hakkında nâzil oldu. Bu âyet-i kerîmede meâlen: (Kâfirlere atdığını sen atmadın, onları Allahü teâlâ atdı) buyuruldu. Bu âyet-i kerîme, tanıyan tanımıyan, yerli yabancı bütün dillerde tilâvet edildi, okundu. Müşriklerden, (Bizim gözlerimize öyle bir toprak isâbet etmedi) diye bir şey söylemek teşebbüsünde bulunan bir kimse olmadığı gibi, hâşâ belki de sihr olduğunu zan etmişlerdir.

4 — Çeşidli yerlerde Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” (mubârek parmaklarından su fışkırma) mu’cizesidir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.