369

İncîllerde, emrler, nehyler, güzel ahlâk ve kötü ahlâka âid ahkâmın temâmı bu yazılan mes’elelerden ibâretdir.

Kur’ân-ı kerîm, Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş semâvî kitâbların en efdali ve en üstünü olup, hakîkî İncîlde bulunan bütün ahkâmı da en mükemmel şeklde içerisine almışdır. Eğer İncîlde mevcûd emr, nehy, muâmelât ve ahlâk ile ilgili hükmlerin temâmını Kur’ân-ı kerîmle karşılaşdırmak istersek, Kur’ân-ı kerîmdeki ahkâmdan az mikdârını zikr etmek ve tefsîr etmek lâzım gelir. Biz burada misâl olmak üzere bir mikdârını zikr edeceğiz:

1 — Matta İncîlinde: (Ne mutlu rûhda fakîr olanlara! Zîrâ, göklerin melekûtü onlarındır) demekdedir. [Matta, bâb beş, âyet üç. Burada, dünyâya kıymet vermiyenlere müjde verilmekde ve dünyânın kıymetsizliği bildirilmekdedir.]

Kur’ân-ı kerîmde ise, bu husûs en güzel ve en geniş olarak herkesin anlıyabileceği bir şeklde anlatılmışdır:

Hadîd sûresinin yirminci âyetinde meâlen: (Biliniz ki, dünyâ hayâtı, elbette la’b, ya’nî oyun ve lehv, ya’nî eğlence ve zînet, ya’nî süslenmek ve tefâhür, ya’nî öğünme ve malı, parayı ve evlâdı çoğaltmakdır) buyurulmuşdur.

En’âm sûresinin otuzikinci âyetinde meâlen: (Dünyâ hayâtı, oyun ve fâidesiz şeylerdir. Allahü teâlâdan korkanlar için âhiret hayâtı elbette hayrlıdır. Böyle olduğunu niçin anlamıyorsunuz?) buyurulmuşdur.

Kehf sûresinin kırkaltıncı âyetinde meâlen: (Mal ve çocuklar, dünyâ hayâtının süsleridir. Sonsuz kalıcı olan iyi işlerin sevâbları, Rabbinin yanında dahâ hayrlıdır) buyurulmuşdur.

Mü’min sûresinin otuzdokuz ve kırkıncı âyetlerinde meâlen: (Ey insanlar! Bu dünyâ hayâtı, çabuk biten bir hayât ve fâidelenmeden ibâretdir. Âhiret ise, devâmlı olarak kalınacak, durulacak yerdir. Bir günâh işleyen kimse, ancak onun misli ile cezâlandırılır. Erkek ve kadınlardan her kim de, mü’min olarak sâlih amel, ya’nî iyi bir amel işlese, o kimseler Cennete girerler ve orada hesâbsız rızklar ile mükâfâtlandırılırlar) buyurulmuşdur.

Şûrâ sûresinin onikinci âyetinde meâlen: (Göklerin ve yerin [yağmur hazînelerinin]anahtarları Allahü teâlânındır. Rızkı dilediğine az, dilediğine çok verir. Çünki o [az veyâ çok vermekde ve] her şeyde kullarına neyin hayrlı olduğunu en iyi bilendir)buyurulmuşdur.

Şûrâ sûresinin otuzaltıncı âyetinde meâlen: (Mal ve dünyâdan size verilen şey, yalnız hayâtda bulunduğunuz müddetce, onunla geçinmekdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.