369

Sen kötülüğü, en güzel şeklde def’ et. [Ya’nî gadabını sabr ile, kötülüğü afv ile def’ et. Eğer sen bunu yaparsan] o zemân bakarsın ki, düşmanın yakın dost gibi olur) buyurulmuşdur.

Mümtehine sûresinin sekizinci âyetinde meâlen: (Allahü teâlâ, din husûsunda sizinle dövüşmiyen ve sizi bulunduğunuz yerlerden çıkarmıyan kimselere iyilik ve ihsân etmenizden, onlara adâlet yapmanızdan sizi nehy etmez. Muhakkak ki, Allahü teâlâ adâlet ve ihsân eden mü’minleri sever) buyurulmuşdur.

Ubâde bin Sâmit “radıyallahü anh” buyurdu: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshâb-ı kirâma “aleyhimürrıdvân”, (Ben size Allahü teâlânın indinde şerefli olacağınız şeylerden haber vereyim mi?) buyurdu. Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” (Evet yâ Resûlallah) dediklerinde: (Allahü teâlânın indinde şerefli olup, yüksek derecelere kavuşmak istersen; sana kızana sen hilm ile [yumuşaklık ile] muâmele et. Sana zulm edeni, afv et. Seni ziyâret etmiyeni de ziyâret et) buyurdu.

Ebû Hüreyre “radıyallahü teâlâ anh” rivâyetinde buyuruyor ki: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshâb-ı kirâma “aleyhimürrıdvân”: (Sizlere bir kaç kelime [nasîhat] öğreteyim mi? İçinizden onunla amel edecek ve öğrenecek kimdir?) diye sordu. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh”, (Benim Yâ Resûlallah) deyince, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, onun elinden tutarak: (Allahü teâlânın harâm kıldığı [yasak etdiği] şeylerden sakın, insanların en âbidi, en çok ibâdet edeni olursun. Allahü teâlânın sana verdiği şeye [her ne kadar az olsa da]râzı ol, [Allahü teâlânın, kalb zenginliği verdiği] insanların en zengini olursun. Komşuna[kalben ve fi’len] ihsân ve yardımda bulun, kâmil bir mü’min olursun. Kendi nefsin için neyi seversen, herkes için de onu sev, [kâmil bir] müslimân olursun) buyurdu.

10 — Matta İncîlinde, (Zinâ nehy olunduğu [yasak olduğu] gibi, şehvet ile (yabancı) kadına bakmanın da zinâ olduğu) bildirilmişdir. [Matta bâb beş, âyet yirmiyedi, yirmisekiz.]

[Kur’ân-ı kerîm, zinâyı kesin olarak harâm kıldığı gibi, zinâya sebeb olacak herşeyi de yasaklamışdır. Meselâ, şehvet ile yabancı kadınlara bakmağı ve kadınların da yabancı erkeklere bakmalarını harâm kılmışdır. Ayrıca, yabancı bir kadınla halveti ya’nî yalnız başına kapalı bir yerde berâber kalmağı, yabancı kadınların seslerini dinlemeği ve zarûretsiz lâübâli [cilveli] bir şeklde konuşmayı da, harâm kılmışdır. Bu husûsdaki Allahü teâlânın emrlerini ve Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hadîs-i şerîflerini burada zikr etmeğe kitâbımızın hacmi müsâid değildir. Ancak bir kaç misâl yazacağız.]

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.