Tevâzu’ insan için çok iyi bir huydur.] Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyuruyor ki, (Allah için tevâzu’ edeni, Allahü teâlâ yükseltir. Kim de kibrlenirse, Allahü teâlâ onu rezîl eder.)
[Hadîs-i şerîflerde, (Tevâzu’ edene, müjdeler olsun) ve (Tevâzu’ eden, halâl kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak olan ve kimseye kötülük yapmayan, çok iyi bir insandır) buyuruldu.]
34 — Matta İncîlinin ondokuzuncu bâbının onsekiz ve ondokuzuncu âyetlerinde, (Yalan yere şehâdet etmiyeceksin ve Babana-anana hurmet edeceksin ve komşunu kendin gibi seveceksin) denilmekdedir.
Kur’ân-ı kerîmde, Hac sûresinin otuzuncu âyetinde meâlen: (Pis olan putlardan, yalan şâhidlikden ve yalan söylemekden sakınınız) buyurulmuşdur. Furkân sûresinin yetmişikinci âyetinde meâlen: (Onlar ki, yalan şâhidlik etmezler, [Kâfirlerin ve müşriklerin bayramlarında ve oyun yerlerinde bulunmazlar, onların] yalan ve bâtıl şeylerine uğrasalar, onlardan yüz çevirir ve pis işlerine bulaşmadan kerîmâne geçerler) buyurulmuşdur. Allahü teâlâ böyle mü’minleri, sabrları sebebi ile Cennetin en yüksek derecelerine kavuşduracakdır. Anne ve baba haklarına ve komşu hakkına dâir olan âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden ba’zılarını yukarıda zikr etdik.
35 — Matta İncîlinin yirminci bâbının yirmialtıncı âyetinde Îsâ aleyhisselâmın, (aranızda kim büyük olmak isterse, hizmetçiniz olsun) dediği bildirilmekdedir.
Kur’ân-ı kerîmde, Hucurât sûresinin onüçüncü âyetinde meâlen: (Allahü teâlânın indinde en üstününüz, en yükseğiniz, Allahü teâlâdan en çok korkanınızdır) buyurulmuşdur.
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir)buyurmuşdur. [Başka bir hadîs-i şerîfde, (Din kardeşini sıkıntıdan kurtarana hac ve umre sevâbı verilir) buyuruldu. Diğer bir hadîs-i şerîfde, (Müslimânlara yardım etmiyen, onların iyilikleri ve râhatları için çalışmayan, onlardan değildir) buyurdu.]
36 — Matta İncîlinin yirmiikinci bâbının yirmibirinci âyetinde,Îsâ aleyhisselâmdan Kaysere vergi vermek husûsu sorulduğu zemân, (Kaysere âid olanı Kaysere ve Allaha âid olanı Allaha veriniz) dediği yazılıdır.
Kur’ân-ı kerîmde Nisâ sûresinin ellidokuzuncu âyetinde meâlen: (Allahü teâlâya ve Resûlüne ve sizden olan ülül-emre [ya’nî sultânlara, âmirlere, hâkimlere, âlimlere, hak ve adâlet üzerine olan emr sâhiblerine] itâat ediniz) buyurulmuşdur.