Hıristiyanlar, kilisede ekmek ve şerâbı aralarında paylaşarak, yirler ve içerler. Böylece Îsâ aleyhisselâm kurban edilmiş ve yinilip içilmiş oluyormuş. Bu mes’elede, ya’nî ekmek ve şerâbın et ve kana dönüşmesi ve böylece Îsâ aleyhisselâmın kurban edilmiş olmasında, hıristiyan kiliseleri [ve fırkaları] arasında muhtelif te’vîller vardır. Ba’zılarının i’tikâdına [inancına] göre, (sâdece ekmek ve şerâb, Îsâ aleyhisselâmın cesedine ve kanına dönüşüp kâmilen, tam olarak Îsâ olurmuş.)
Yeryüzünde bir kaç bin papaz aynı anda ellerindeki ekmekleri okuyarak, mukaddes hâle getirdiklerinde, her bir papazın meydâna getirdikleri birer Îsâ, yâ birbirlerinden başkadırlar, yâhud birbirlerinin aynıdırlar. Birbirlerinden başka olmaları, hıristiyanların i’tikâdına göre bâtıldır. [Çünki, pek çok Mesîhler, hâşâ birçok ilâhlar meydâna gelmekdedir.] Aynı olması da, işin aslına, eşyânın hakîkatına uygun değildir. Çünki her birinin maddesi, diğerinin maddesinden ayrıdır, başkadır. Bir cismin, aynı anda, değişik mekânlarda bulunamıyacağı da, açıkca bilinen şeylerdendir. Bunun için, okuyup mukaddes olan ekmekler, tek bir Mesîh olamazlar. Bu dahî, hıristiyanların i’tikâdına göre bâtıldır. Çünki onlar, tek Îsânın varlığına inanmakdadırlar.
Bir papaz, ekmeği üç parçaya ayırıp, her birini birer şahsa verdiği zemân, ekmeğin tehavvülünden meydâna gelen Mesîh, yâ parça parça olur veyâ her bir parça tam bir Mesîh olur. Birincisine göre, ilah parçalanmış olur. İlahın parçalanabileceğine inanmak, hiçbir dîne uygun bir inanış değildir.
İkincisine göre, ekmek, bir Mesîh hâline dönmüşdü. Ekmek taksîm edilince müteaddid Mesîhler nereden çıkmakdadır? Hıristiyanların inançlarına göre, Îsâ aleyhisselâm insanları [günâhdan] kurtarmak için, bir kurban olarak âleme geldi ve kendini fedâ etdi. Şimdi, papazların kiliselerde yapdıkları İşâ-i Rabbânî kurbanı, vakti ile yehûdîlerin salîb üzerinde yapdıkları kurbanın aynı olursa, Îsâ aleyhisselâm hayâtda iken, Havârîlere ekmeği yidirmesi ve şerâbı içirmesi ile icrâ edilen, ilk İşâ-i Rabbânî, insanların günâhlardan kurtulmalarına kâfî olurdu. [Hıristiyanlara göre] Îsâ aleyhisselâmın sonradan yehûdîler tarafından ağaçdan salîb üzerinde haça gerilmek sûreti ile kurban edilmesine ve dünyânın her yerinde papazların [Kurban] âyinleri yapmalarına lüzûm kalmazdı. İnsanların günâhlarının afv olunması için, hazret-i Îsânın kendini bir def’a kurban etdiği, bunun bir def’a zuhûr etdiği İbrânîlere mektûbun dokuzuncu bâbının sonunda yazılıdır.