369

Hem de, la’netler ederek. [Matta bâb yirmialtı, âyet yetmişdört.]

[Yeni bir dîni kabûle müsâid olmadıklarını söylediği arab kavminden olup, Muhammed aleyhisselâmın Peygamberliğini tasdîk eden Eshâb-ı kirâmın her biri, Muhammed aleyhisselâm uğruna, canlarını ve mallarını, hiç çekinmeden seve seve fedâ etdiler. Buna birkaç misâl verelim:

Uhud gazâsı, islâm târîhinin en büyük ve mühim gazâlarından birisidir. Bu gazâda, Eshâb-ı kirâm önce harbi kazanmış iken, sonradan müşrikler vâdiyi dolaşarak Eshâb-ı kirâmı “aleyhimürrıdvân” arkadan vurdular. İslâm ordusu karışdı. Pek çok Eshâb-ı kirâm, şehîdlik mertebesine kavuşdu. Bu gazâda bulunan ve şehîd olan Eshâb-ı kirâmın şecâat ve kahramanlıkları, islâm târîhinin en şerefli kahramanlık destânlarıdır. Burada Eshâb-ı kirâmdan birkaç zâtın ahvâlini bildirelim:

Talha bin Ubeydullah “radıyallahü anh” o gün Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” etrâfını müşriklerin kuşatdığını görünce, ne tarafa koşacağını, ne tarafa yetişeceğini şaşırmışdı. Bir sağ tarafdan hücûm edenlere, bir sol tarafdan hücûm edenlere karşı çarpışıyordu. Kendini Resûlullaha siper ediyordu. Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” bir zarar gelir korkusu ile titriyordu. Resûlullahın yanında döne döne çarpışıyordu. Müşriklerden keskin nişancı, atdığını vuran Mâlik bin Zübeyr isminde bir ok atıcı vardı. Bu hâin, Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” nişan alarak, bir ok atdı. Resûlullahın mubârek başına doğru gelen bu oka, başka hiçbir şeklde karşı koyamıyacağını anlıyan Talha “radıyallahü anh”, elini açarak oka karşı tutdu. Ok avucunu parçaladı.

Kadın sahâbîlerinden, Ümm-i Ümâre de “radıyallahü anhâ”, zevci ve oğlu ile, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanında çarpışıyordu. Oğlu, zevci, kendisi ve diğer Eshâb-ı kirâm, kendilerini Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” siper ediyorlardı. Oğlu yaralanınca, oğlunun yarasını ve diğer sahâbîlerin yaralarını sarıyor, susuz olanlara su dağıtıyordu. Dahâ sonra, eline bir kılıç alarak çarpışmağa başladı. İbni Kâmia kâfiri Resûlullahı öldürmeye yemîn etmişdi. Resûlullahı gördü. Resûlullaha hücûm edince, Ümm-i Ümâre atının önüne geçdi. Atını durdurup İbni Kâmiaya saldırdı. O müşrikin üzerinde zırh olduğu için darbeleri pek te’sîr etmedi. Zırh olmasaydı, o da katl edilen diğer müşriklerin yanına gidecekdi. Nihâyet o müşrikin şiddetli bir hücûmu ile boğazından ağır yaralandı. Resûlullah onun için,(Uhud günü ne tarafıma bakdıysam, hep Ümm-i Ümâreyi gördüm) buyurmuşdur.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.