369

Dahâ sonra i’lân edilen eşitlik hukûku, evvelce olmıyan bir şeyi i’lân değil, onu te’kiddir. Hakâret edici ta’bîrler denilen sözler ise, rütbe ve şahsları bildirmek için, teşrîfâtda eskiden beri bir kâide olarak kullanılmakdadır. Yoksa aşağılamak, hakâret etmek gibi bir maksadın olmadığını, dahâ önce beyân etmişdik. Her devletde olduğu gibi, Osmânlı devletinde mu’teber olan teşrîfât îcâbı, hükümdârların her birinin, kendine mahsûs ta’bîr ve fermânları, ya’nî kullandıkları kelimeler vardı. Bunlardan hakâret ma’nâsı çıkarmağı hiç kimse düşünmezdi.

Yine bu papaz, (İslâm devletlerinin bu yolda eşidlik ve hakkâniyyet derecesine yükselmesi, Kur’ân-ı kerîmin emri veyâ müslimânlığın tabi’ati îcâbı değildir. Avrupanın hıristiyan hükümdârlarını taklîd ve kendi mülk ve tebe’alarını terakkî ve ıslâhat yoluna sevk etmek arzûsu ile, son Osmânlı sultânlarının, akl ve hikmet mûcibince yapdıkları şeyler olduğu açıkca anlaşılan bir işdir) demekdedir.

CEVÂB: İ’tirâzcı papazın zihnindeki her bakımdan eşidlik düşüncesini, Kur’ân-ı kerîm ve akl-ı selîm kabûl etmez. İslâmiyyetin emr etmiş olduğu müsâvâtı [eşidliği] Osmânlı devleti, Avrupa hükümdârlarını taklîd ederek değil, islâmiyyetin emrine uyarak, [eskiden mevcûd olan emrler, madde madde, yeniden yazılarak] i’lân etmişdir. Çünki, bugüne kadar Osmânlı devletinin gayr-i müslimler hakkında tanımış olduğu çok geniş müsâmehaları, Avrupa devletlerinden, kendi vatandaşları için tanıyan ve tatbîk eden bir devlet görülmemişdir.

[Son zemânlarda hıristiyan devletlerin istîlâ etdikleri islâm memleketlerinde yapmış olduğu zulm, vahşî ve sinsi işkenceler, aklları durduracak şekldedir. İngilizler birinci cihan harbinde, şark cebhesinde ele geçirdikleri esîrleri Mısrda büyük kamplarda toplamışlardı. Bu müslimânlara zorla, büyük havuzlarda banyo yapdırmışlardır. Bu havuzların suyuna (göztaşı) karışdırmışlar ve memleketlerine dönen bu esîrlerin gözleri dahâ sonra kör olmuşdur.

Hıristiyanların müslimânları ve islâmiyyeti yok etme plânlarından birisi de, müslimânı müslimâna katl etdirmek siyâsetidir. Çanakkale harbinde, Mısr, Yemen ve Sûriye cebhelerinde ingiliz üniforması giydirilmiş Afrikalı ve Hindli müslimânlar, yine müslimân olan Osmânlı askerleri ile çarpışdırılmışdır. O müslimânları harbe teşvîk ederken, sizleri, islâm dînini korumak ve islâm halîfesinin düşmanları ile harb etmek için götürüyoruz, diyerek aldatmışlardır. Diğer vahşîlik plânlarını anlatmağa insan dayanamaz.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.