369

İnsanın çok sevdiği ve sâdece kendisinin su içdiği bir bardakdan, başkasının su içmesine bile râzı olmaması, normal bir iş olduğu hâlde, kendinin bir parçası ve neslinin emânet olunduğu bir gizli hazînesi olan hanımını, nefslerinin esîri olan şehvetperestlerin helâk etmesi için, önlerine atmasını, bir insanın nasıl kabûl edebileceğini anlamıyoruz.

[Hıristiyan memleketlerinde, kadınlar, kızlar, başları, gerdanları, kolları, bacakları açık geziyorlar. Erkekleri fuhşa, zinâya sürüklüyorlar. Evde zevcesi yemek pişirir, çamaşır yıkar ve evi temizlerken, erkeği iş yerinde veyâ sokakda hoşuna giden çıplak bir kadınla zevk safâ, hattâ zinâ yapıyor. Akşam evine düşünceli ve yıpranmış olarak geliyor. Kötü hayâllere dalarak, vaktîle beğenmiş, sevmiş, seçerek almış olduğu zevcesinin, yüzüne bile bakmaz oluyor. Evdeki yorgunluğunu gidermek için, alâka ve neşe bekleyen zevcesi, haklarına kavuşamayınca, asabî buhrânlar geçiriyor. Âile yuvası bozuluyor. Sokakdaki kadına bakan erkek, onu kirli çamaşır gibi bırakıyor. Bir başkası ile anlaşıyor. Böylece, her sene, binlerce kadın ve erkek ve çocukları perîşân oluyor. Ahlâksız ve anarşist oluyorlar. Cem’iyyet, millet, çökmeğe sürükleniyor. Açık, kokulu, süslü dolaşan kadınların, gençlere, millete ve devlete zararları, alkollü içkilerden ve uyuşdurucu zehrlerden, dahâ çok ve dahâ korkunç oluyor. Allahü teâlâ, kullarının dünyâda felâkete, âhiretde de şiddetli azâblara yakalanmamaları için, kadınların kızların örtünmelerini emr etdi. Ne yazık ki, nefslerinin, şehvetlerinin esîri olan ba’zı kimseler, Allahü teâlânın emrlerine gericilik, kâfirlerin şaşkın, çılgın işlerine ilericilik diyor. Bu ilericilerden, aydınlardan ba’zısı, meslekdaşları vâsıtası ile, bir diploma ele geçirmiş. Köşe başlarını paylaşmışlar. Baykuşlar gibi ötüyorlar. Her fırsatda islâmiyyete saldırıyorlar. Bu kahramanlıkları(!) ile, târîhî düşmanımız olan hıristiyanlardan, yehûdîlerden ve komünistlerden, alkış ve maddî yardımlar toplayarak güçleniyor, binbir hiyle ile, gençleri aldatıyorlar. Allahü teâlâ, sözde ilericilere, aydın kimselere akl versin! Hakkı bâtıldan ayırmalarını nasîb eylesin! 258. ci sahîfedeki (Tenbîh)e bakınız!]

Ba’zıları, buna cevâb olarak, (Kadınların terbiyesine vakti ile ihtimâm olunmakda idi. Kadın, zevcelik vazîfelerini gereği gibi öğrendikden sonra, her dürlü meclisde bulunabilir. Böyle olunca, onun yoldan çıkmasından korkulmaz. Çünki, ilm nefse gâlib olur) demekdedirler. Bunu söyliyen kimsenin otuz yaşında, bedenen kuvvetli ve terbiyeli bir erkek ve hanımının da çirkin, fekat çok terbiyeli olduğunu ve bu ikisinin bir ziyâfet sofrasında bulunduğunu kabûl edelim. Erkeğin, gâyet güzel, cilveli ve insanı cezb eden genç bir kadının yanına tesâdüfen oturup, onunla ülfet ve yakınlık kurduğunu, zevcesinin de, genç bir delikanlının yanına oturup, onunla kadeh tokuşdurup, yakınlık kurduğunu düşünelim.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.