369

(Her Peygamber günâh işledi. Fekat, Îsâ aleyhisselâm günâh işlemedi. İşte bu ülûhiyyet sıfatıdır) deyince, islâm âlimi (Hangi Peygamber günâh işledi) diye sorunca papaz, (Dâvüd aleyhisselâm) dedi. İslâm âlimi (Ey papaz! Bu sözünle sen yehûdîlerden dahâ kötü, dahâ aşağı oldun. Çünki, dört İncîlde de, Îsâ aleyhisselâmın dâimâ, Dâvüd oğlu Îsâ diye, kendinden bahs etdiği yazılıdır. Sizin inancınıza göre, [hâşâ] Dâvüd aleyhisselâm zânî olunca, Îsâ aleyhisselâmın kendisi için Dâvüd oğlu demesinin [hâşâ hâşâ] veled-i zinâyım demek olduğunda şübhe var mıdır? Ey papaz! Îsâ aleyhisselâmın kudretini, önce ülûhiyyete, ilâhlığa çıkarıp, sonra da veled-i zinâ derecesine indiriyorsun. Bu ikisi arasındaki tezâd [zıdlık] ne kadar çokdur) deyince, papaz yine (cevâb veremedi). Gâyet utanarak, hayret içinde, oradan ayrıldı gitdi.

Hıristiyanların garîb i’tikâdlarından birisi de, Allahü teâlânın fadl ve keremi ile, kulları arasından seçerek gönderdiği Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” hepsine günâh isnâd edip, günâhkâr bildikleri hâlde, kendi aralarından seçdikleri papaların ma’sûm olduklarına inanmalarıdır. Ne büyük ahmaklık! Haşr sûresinin ikinci âyetinde meâlen: (Ey basîret sâhibleri [Allahü teâlânın emrine nazar ederek düşünün de] ibret alınız) buyurulmuşdur.

—16—

[Tam ilmihâl (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının birinci kısm doksanikinci maddesinde diyor ki:

ÎSÂ “aleyhisselâm” İNSAN İDİ,
ONA TAPILMAZ

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize, Necrândan bir hıristiyan hey’eti gelmişdi. Necrân, Hicâz ile Yemen arasında bir şehrdir. Bunlar, altmış süvârî olup, içlerinden yirmidördü büyükleri idi. Bunların içinde de, üçü en büyükleri idi. Reîsleri, Abdülmesîh idi. İçlerinden Ebûlhâris bin Alkama, en âlimleri idi. Âhır zemân Peygamberinin alâmetlerini İncîlde okumuş idi. Fekat, dünyâ mevkı’ini, şöhretini sevdiği için, müslimân olmuyordu. Çünki, ilmi ile meşhûr olup, kayserlerden ikrâm görür, birçok kiliselere emr verirdi. Medîneye gelip, ikindi nemâzından sonra, Mescid-i şerîfe girdiler. Üzerlerinde süslü papaz elbiseleri vardı. O sırada, onların da nemâz vakti gelmiş olduğundan, Mescid-i şerîfde nemâza kalkmışlar, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” de, (Bırakınız kılsınlar) buyurmuşdu. Şarka doğru kıldılar.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.