Üç büyükleri konuşmağa başladı. Söz arasında, Îsâ “aleyhisselâm” için, ba’zan Allah diyorlar, ba’zan Allahın oğlu, ba’zan da, üç tanrıdan biri diyorlardı. Allah demelerine sebeb, ölüleri diriltir, hastaları iyi ederdi. Gaybları haber verir, çamurdan kuş yapıp üfleyince uçardı diyorlardı. Allahın oğlu olduğuna sebeb, belli bir babası olmaması idi. Üçden birisi olmasına sebeb de, Allah (Yapdık, yaratdık) diyor. Eğer bir olsaydı, (Yapdım, yaratdım) derdi diyorlardı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bunları dîne da’vet etdi. Birkaç âyet-i kerîme okudu. Îmâna gelmediler. (Biz senden önce îmân etdik) dediler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yalan söylüyorsunuz! Allahın oğlu var diyenin îmânı olmaz) buyurdu. Allahın oğlu değilse, o hâlde bunun babası kim, dediler.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: Bilmiyor musunuz? Allahü teâlâ, hiç ölmez ve herşeyi varlıkda tutan Odur.Îsâ aleyhisselâm ise, yok idi ve yok olacakdır.
Onlar — Evet biliyoruz.
Resûlullah — Bilmiyor musunuz, babasına benzemiyen hiçbir yavru var mı?
Onlar — Her yavru babasına benzer. [Koyun yavrusu, koyuna benzer.]
Resûlullah — Bilmiyor musunuz, Rabbimiz herşeyi yaratıyor, büyütüyor, besliyor. Hâlbuki Îsâ “aleyhisselâm”, bunların birini yapmıyordu.
Onlar — Evet, yapmıyordu.
Resûlullah — Rabbimiz, Îsâ aleyhisselâmı dilediği gibi yaratdı değil mi?
Onlar — Evet, yaratdı.
Resûlullah — Rabbimiz yimez, içmez. Onda değişiklik olmaz. Bunu da biliyor musunuz?
Onlar — Evet, biliyoruz.
Resûlullah — Îsâ aleyhisselâmın anası var idi. O, her çocuk gibi dünyâya geldi. Onlar gibi beslendi. Yir, içer, zararlı maddeleri kendinden atardı. Bunu da biliyorsunuz değil mi?
Onlar — Evet, biliyoruz.
Resûlullah — O hâlde, Îsâ aleyhisselâm, zan etdiğiniz gibi nasıl olur?
Onlar, birşey diyemeyip, susdular. Biraz sonra:
Yâ Muhammed “aleyhisselâm”! Sen Îsânın (Allahın kelîmesi ve Ondan bir rûh) olduğunu söylemiyor musun, dediler.