369

Hâli uygun olmayanın kusûrunu anlaması da, büyük bir ni’metdir. Kusûrlu olduğunu anlamayan, bunun için üzülmeyen kimsenin dîni, îmânı za’îf olduğu anlaşılır.

 83. cü MEKTÛB TERCEMESİ

Muhammed Ma’sûm hazretleri, ikinci cildin seksenüçüncü mektûbunda, Mirzâ Muhammed Sâdıka, fârisî olarak buyuruyor ki: İki ni’meti ve kazâ ve kader mes’elesini şerh etmekdedir. Bu iki ni’mete kavuşan kimsede, hiç zevk ve hâl bulunmasa, bunun için hiç üzülmemelidir. Bu iki ni’metden birisi, dînin sâhibi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi’ olmakdır. İkincisi, üstâdını, mürşidini sevmekdir. Bu iki ni’met, insanı bütün se’âdetlere ve feyzlere kavuşdurur. Bu iki ni’metden birisi noksan ise, sonu felâket olur. İlmin, amelin, kerâmetlerin bol olması, bunu felâketlerden kurtarmaz. Bu iki ni’metin bozulmasına, elden çıkmasına sebeb olan en zararlı, en tehlükeli şey, dinsiz ve mezhebsiz kimselerle ve bunların kitâbları [gazeteleri] ve her dürlü yayınları ile berâber olmakdır. Böyle bozuk kimselerden, arslandan kaçar gibi kaçmalıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin [îmânı ve ibâdetleri bozuk olmayan hakîkî müslimânların] kitâblarını okumalıdır. Büyüklerin kitâblarını okumak isteyenlere, İmâm-ı Rabbânînin Mektûbâtını okumak çok fâidelidir[1]. [Hakîkat Kitâbevinin çıkardığı kitâblar, bu doğru âlimlerin kitâblarından terceme edilmişdir. İslâmiyyeti doğru olarak öğrenmek isteyenlere bu kitâbları tavsiye ederiz.]

Kazâ ve kader bilgileri çok nâzik, ince ve anlaması güçdür. Bunları konuşmak ve münâkaşa etmek, hadîs-i şerîflerle yasak edilmişdir. Müslimânların vazîfesi, Allahü teâlânın emrlerini ve yasaklarını öğrenmek ve bunlara uygun yaşamakdır. Kazâ ve kadere inanmamız emr olundu. Bunları incelememiz emr olunmadı. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği kadar öğrenmemiz ve inanmamız lâzımdır. Bu hakîkî âlimler [islâm bilgilerinin mütehassısları] buyuruyor ki, Allahü teâlâ insanların, hayr ve şer, bütün yapacaklarını ezelde biliyordu. Vaktleri gelince, bunların yaratılmasını irâde etmekde ve yaratmakdadır. Onun yaratmasına (takdîr) denir. [Ezeldeki ilme kader denir. Kader, ilm-i ezelîdir. Emr-i ezelî değildir.] Hâlık ve mûcid yalnız Odur. Ondan başka yaratıcı yokdur. Hiç bir insan, hiç birşey yaratamaz.

[1] İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî, Hindistânda yetişen Ehl-i sünnet âlimlerinin ve Evliyânın en büyüklerindendir. 1034 [m. 1624] senesinde Serhend şehrinde vefât etmişdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.