Kendisi, Yuhannânın şehâdetinin doğru olduğunda ma’lûmâtı olduğunu iddiâ etmişdir. Bunlardan anlaşılan; bu İncîli yazan adam Yuhannânın ba’zı mektûblarını ele geçirip, ba’zı ibâreleri çıkarmış, ba’zı şeyler de ilâve ederek, bu kitâbı yazmışdır.
Üçüncüsü: Mîlâdî ikinci asrda, Yuhannâ İncîli üzerine ihtilâfların ve inkârların meydâna çıkdığı zemân, Yuhannânın talebelerinden Polycarpenin (Poltarp) tâlebesi Irianus [Arb. İyryanûs], hayâtda idi. Niçin inkârcılara cevâb verip nakl etdiği, rivâyet etdiği, İncîli tashîh edip, sahîhliğinin delîllerini ortaya koymamışdır. Eğer rivâyet etdiği doğru olsaydı feryâd eder, (benim rivâyetim doğrudur) derdi. Eğer bu husûsun doğruluğu Polycarpe ile talebesi İriyüs arasında geçmemişdir denilirse, bu söz hakîkatden çok uzakdır. İriyüs pek çok lüzûmsuz mes’eleleri durmadan, üstâdından sorarak öğrenirken, (Bu İncîl, Yuhannânın mıdır?) süâlini sormaması ve bunu öğrenmemesi mümkin midir? Eğer unutdu denilirse, bu dahâ uzak bir ihtimâldir. Zîrâ İriyüs, üstâdının yolunu, âdetlerini çok iyi bilmesi ve duyduğu şeyleri lâyıkıyle hıfz etmesi ile bilinmekdedir. Yosibis (Eusebe) 1263 [m. 1847] senesinde neşr edilen târîhinde, beşinci cild, yirminci bâbı, ikiyüzondokuzuncu sahîfesinde İriyüsün, Yuhannâ İncîlinin rivâyet edildiği lisanlar hakkında olan sözünü, şöyle nakl etmişdir: (Ben Allahü teâlânın fadlı ile şu sözleri işitdim ve bunları ezberledim. Her hangi birşey üzerine yazmadım. Eskiden beri âdetim budur. Böylece ezberlediğim şeyleri dâimâ tilâvet eder, okurum.) Buradan anlaşılıyor ki, ikinci asrda dahî, İncîli inkâr edenler olmuş ve onlara karşı cevâb verilerek, doğruluğu isbât edilememişdir. Hıristiyan âlimlerinden Selsus (Celsus), mîlâdın ikinci asrında (Hıristiyanlar, İncîllerini üç-dört def’a, belki dahâ fazla, ma’nâsını değişdirecek şeklde, tebdîl ve tahrîf etdiler) diye feryâd etmişdir. Manikeist fırkasının ileri gelen âlimlerinden Fastus da mîlâdî dördüncü asrda: (İncîller üzerinde tahrîf yapılmışdır. Bu doğrudur. Ahd-i Cedîdi ne Îsâ aleyhisselâm, ne de Havârîleri te’lîf etmemişdir. Bil’aks hâli meçhûl kimseler te’lîf etmişdir. İnsanların i’tibârını kazanmak için de, Havârîlere ve onların arkadaşlarına nisbet etmişlerdir. Birçok yanlışlıklar ve tenâkuzlar bulunan kitâblar te’lîf ederek hıristiyanları incitmişlerdir) demekdedir.
Dördüncüsü: Katolik Herald, 1844 senesinde neşr edilen kitâbının yedinci cild, ikiyüz ellinci sahîfesinde, Estadlen ismli müellifden rivâyet ile, bu Yuhannâ İncîlini İskenderiyye mektebi talebelerinden birisinin yazmış olduğundan, hiç şübhesi olmadığını bildirmişdir.
Beşincisi: Bretşnayder, Yuhannâ İncîlinin temâmı ve Yuhannânın mektûblarının hepsinin Yuhannâya âid olmayıp, ikinci asrda meçhûl bir şahıs tarafından yazılmış olabileceğini bildirmişdir.