Ayrıca, Matta İncîlinin birinci bâbının yirmi üçüncü âyetinde, (İşte kız hâmile kalacak ve bir oğlu olacak ve Onun adını Emanuel koyacaklar) diye yazılıdır. Bu, Kitâb-ı İşâyânın yedinci bâbının ondördüncü âyetidir. Bu da yanlışdır. Çünki Îsâ aleyhisselâm kendi isminin Emanuel olduğunu hiç söylememişdir.
Üçüncü olarak: Îsâ aleyhisselâmın bu söz ile, ya’nî Emanuel diye ismlendirilmesine aşağıdaki kıssa da mâni’dir. Şöyle ki: Aram pâdişâhı Râsîn ve İsrâîl pâdişâhı Fâkâh orduları ile birlikde Yehûzâ pâdişâhı olan Âhâz bin Yûsân ile harb etmek için Kudüse geldiklerinde: Âhâz bunların ittifâkından çok korkdu. Cenâb-ı Hak, Âhâza tesellî vermek için, İŞÂYÂ aleyhisselâma vahy etdi. O da,(Ey Âhâz korkma. Bunlar seni yenemezler. Yakında bunların saltanatları yıkılıp, yok olacakdır) diye Âhâza müjde verdi. Buna alâmet olmak üzere (bir genç kadın hâmile olup, bir oğlu olacak ve bu çocuk iyi ile kötüyü fark etmezden evvel, bu iki melikin mülkleri harâb olacakdır) diyerek Râsîn ile Fâkâhın mülklerinin yok olacağını beyân etdi. Fâkâhın mülkünün harâb olması bu haberden tam yirmibir sene sonra oldu. O hâlde bu çocuk Fâkâhın mülkünün harâb olmasından önce doğmuş olmalıdır. Hâlbuki hazret-i Îsânın dünyâya gelişleri, Fâkâhın ülkesinin yok olmasından yediyüz yirmibir sene sonra olmuşdur. Bunun üzerine bu haberin doğruluğunda ehl-i kitâb ihtilâf etmişdir. Ba’zı hıristiyan papazlar ve târîh doktoru Bens [dr. George Benson, Ar: Bilsen], İşâyâ aleyhisselâmın genç bir kadın demesi ile kendi zevcesini kasd ederek, hâdiseyi ona göre anlatmış olduğunu beyân etmişlerdir. Bu, kabûle lâyık ve akla en uygun olanıdır.
6 — Matta İncîlinin ikinci bâbında Yûsüf-ü Neccârın, Hirodesin korkusundan hazret-i Meryemi ve Îsâ aleyhisselâmı alarak, Mısra gitdiği bildirilmekdedir. Yine ikinci bâbının onbeşinci âyeti ise, (Hirodesin ölümüne kadar orada kaldı. Tâ ki, Peygamber vâsıtası ile söylenilen “Oğlumu Mısrdan çağırdım” diye Rabbin sözü yerine gelsin) şeklindedir. Burada Peygamberden murâd hazret-i Yûşa’dır. Mattayı yazan İncîl sâhibi, burada Ahd-i Atîkin Yûşa’ (Hoşea) kitâbının onbirinci bâbından birinci âyete işâret etmişdir. Bu da yanlışdır. Çünki, bu âyetin Îsâ aleyhisselâm ile bir münâsebeti yokdur. Âyetin aslı 1226 [m. 1811] yılında basılan arabî tercemesinde yazılı olduğu gibi, (Ben, İsrâîli çocukluğundan beri sevdim ve onun evlâdını Mısrdan da’vet etdim)dir. Bu âyet, hazret-i Mûsâ zemânında Benî İsrâîle, Allahü teâlânın ihsânını gösterir. Matta İncîlini yazan, Ahd-i atîkin bu âyetini tahrîf ederek, cem’ sigası olan (evlâdı) çocukları kelimesi yerine, (ibn) oğul kelimesini getirmiş ve gâib zamîri yerine mütekellim zamîri kullanmışdır.