369

Birincisi: İncîlin beyânı ve Îsâ aleyhisselâmın ikrârı ile sâbitdir ki, nasrânîlik, mûsevîlikden başka bir din olmayıp, onun mükemmili idi. Ancak, onda (cihâd-ı fî sebîlillah) farzı yokdu. Nasrânîlikde cihâdın bulunmaması, onun üstünlüğünü değil, noksânlığını gösteren bir delîldir. Eğer cismânî sebebler [kuvvet, zor ve sertlik] ile yayılan bir dînin hak, doğru olmaması zan edilirse, bu hepsinden önce hıristiyanlığın bâtıllığını i’tirâf etmek olur.

İkincisi: Eğer bir dînin yayılmasının sebebi, cismânî sebeblerle olması, o dînin bâtıllığına delîl getirilecek olursa, hıristiyanlığın yayılması için başvurulan sebeblere bir nazar etmek îcâb eder. Meselâ, Îsâ aleyhisselâmın, insanları dîne da’veti esnâsında muhâliflerinin, düşmanlarının suikastlerinden korkarak gizlenmesi, mu’cizesinin gizlenmesini tavsiye etmesi, kendisinin Mesîh olduğunu kimseye söylememeleri için havârîlere tenbîhde bulunması, kimin kılıcı yok ise elbisesini bile satıp bir kılıç satın alsın diye şâkirdlerine tenbîhi, putperest olan Romalılara itâat etdiğine bir alâmet olarak vergi vermeleri için emr etmesi ve Îsâ aleyhisselâmdan sonra hıristiyan fırkaları arasındaki ihtilâf yüzünden nice harblerin meydâna gelmesi ve milyonlarca insanın öldürülmesi ve papaların sebeb olduğu Avrupada zuhûra gelen ihtilâller, çarpışmalar, Tampliye ve Sen Bartelmi vak’alarında ve engizisyon mahkemelerinde, hıristiyanlar tarafından milyonlarca ma’sûm kimsenin katl edilmesi, Amerika kıt’asında ve sonradan keşf olunan diğer adalarda, misyonerlerin çıkardığı fitnelerde, milyonlarca insanın kılınçdan geçirilmesi gibi hâdiseler, târîhlerden okunup anlaşılınca, hıristiyanlığın cismânî sebeblere ya’nî kuvvet, zor, sertlik ve dünyevî menfe’atlere baş vurmaksızın, yumuşaklık ve tatlılıkla yayıldığı, nasıl iddiâ edilebilir? 489 [m. 1096] dan 669 [m. 1270] senesine kadar 174 sene sekiz dalga hâlinde devâm eden haçlı seferlerinde yapılan zulmler, yapılan katliâmlar ve vahşetler anlatılmakla bitmez. Haçlı orduları, geçdikleri her yeri, hattâ kendi dindaşları Bizanslıların başşehri olan İstanbulu bile yakıp yıkdılar. Haçlı seferleri hakkında 5 ciltlik bir eser yazan hıristiyan Michaud diyor ki: (492 [m. 1099] senesinde haçlılar Kudüse girmeğe muvaffak oldular. Şehre girince, müslimân ve yehûdî 70.000 kişiyi boğazladılar. Câmi’lere sığınan müslimân kadınları ve çocukları bile, hiç acımadan öldürdüler. Sokaklarda sel gibi kan akdı. Ölüler yüzünden yollar tıkandı. Haçlılar o kadar vahşîleşmişlerdi ki, dahâ Almanyada Ren nehri sâhilinde iken orada rastladıkları yehûdîleri boğazlamışlardı.) Bunları kendilerinden olan hıristiyan târîhciler yazıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.