Fekat, birbirlerine karşı merhametli, yumuşakdırlar. Bunları çok zemân rükû’da ve secdede görürsünüz. Herkese dünyâda ve âhıretde her iyiliği, üstünlüğü, Allahü teâlâdan isterler. Rıdvânı, ya’nî Allahü teâlânın kendilerini beğenmesini de isterler. Çok secde etdikleri yüzlerinden belli olur. Onların hâlleri, şerefleri böylece Tevrâtda ve İncîlde bildirilmişdir. İncîlde de bildirildiği gibi, onlar, ekine benzer. İnce bir filiz yerden çıkıp kalınlaşdığı, yükseldiği gibi, az ve kuvvetsiz oldukları hâlde, az zemânda etrâfa yayıldılar. Her tarafı îmân nûru ile doldurdular. Herkes filizin hâlini görüp, az zemânda nasıl büyüdü diyerek, şaşırdıkları gibi, hâl ve şânları dünyâya yayılıp, görenler hayret etdi ve kâfirler kızdılar.) Bu âyet-i kerîme, yalnız indiği zemânda bulunan Eshâbın değil, sonra îmâna gelecek olanların da şânını bildirmekdedir. Bilindiği üzere Mu’âviye “radıyallahü anh” da, dîn-i islâmın yayılmasına çok hizmet eden bir sahâbîdir. Allahü teâlânın bu medh ve senâlarına, herbir sahâbî gibi, O da dâhildir.
(Mir’ât-ı kâinât) kitâbının üçyüzyirmialtıncı (326) sahîfesinde, Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” büyüklüğünü, derecelerinin yüksekliğini bildiren hadîs-i şerîflerden şunlar yazılıdır:
1 — (Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız. Onların şânlarına yakışmıyan birşey söylemeyiniz! Nefsim elinde olan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, sizin biriniz Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshâbımdan birinin bir müd arpası kadar sevâb alamaz.) Çünki, sadaka vermek ibâdetdir. İbâdetlerin sevâbı niyyetin temizliğine göredir. Bu hadîs-i şerîf, Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” kalblerinin ne kadar çok temiz olduğunu göstermekdedir. Hazret-i Mu’âviyeye “radıyallahü anh” dil uzatanların, bu hadîs-i şerîfe uymadıkları anlaşılmakdadır. [Müd, menn demekdir. Bir menn, iki rıtldır ki, 260 dirhem-i şer’î, ya’nî 875 gramdır. Sadaka-i fıtr yarım sâ’, ya’nî 2 müd olup 1750 gram buğdaydır.]
2 — (Eshâbımın herbiri gökdeki yıldızlar gibidir. Herhangisine uyarsanız, Allahü teâlânın sevgisine kavuşursunuz). Ya’nî hangisinin sözü ile hareket ederseniz doğru yolda yürürsünüz. Denizlerde, çöllerde, yıldızlarla cihet bulunduğu, yol alındığı gibi, bunların sözleriyle hareket edenler, doğru yolda giderler.
3 — (Eshâbıma dil uzatmakda Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmiyenler, beni sevmedikleri için sevmezler.