415

Fârûkun evinde onsekiz gün hasta yatdı. 1362 Zilka’desi yirmidokuzuncu ve 1943 teşrîn-i sânîsi (Kasım ayı) yirmiyedinci Cumartesi günü, güneş doğmadan onsekiz dakîka evvel, ezânî sâat onikide ve zevâlî sâat altı buçukda nâil-i vuslet-serây-i ebedî oldu. O gece hafîf bir zelzele olmuşdu. O gün Keçiören nâhiyesinde dâmâdı İbrâhîmin evine nakl ve orada, gasl, techîz ve tekfîn ve nemâzı edâ edilip, Ankara şehri şimâlinde ve şehre yirmidört kilometre kadar mesâfede Bağlum nâhiyesine gurûb-i şems ile berâber defn edildiler. Nemâzında bulunmak, telkîn vermek ve kabr-i şerîfine girmek vazîfeleri Hüseyn Hilmi Işıka nasîb olmuşdur. Kabristân, nâhiyenin garb cihetinde, hafîf meylli ve elli metre kadar mesâfede olup, kabrleri, kabristânın şimâl-i şarkîsindedir. Bağlum mescidinin kapısı yanında, seyyid Burhâneddîn Mûşî hazretlerinin kabri vardır. Allahü teâlâ derecesini yüksek eylesin! Hepimizi şefâ’atine kavuşdursun! Kitâblarını okuyup, gösterdiği yolda ilerlemek ve rûh-i mukaddesinden her an istifâde etmek nasîb eylesin! Âmîn. 288.ci sahîfede 7.ci maddeye bakınız!

Ağlasın, kan ağlasın her müslimân!
Çünki, seyyid Abdülhakîm terk etdi cân,
Âlim-ü âmil, veliyy-i kâmil idi,
Zâtına mevdu’ idi sırr-ı nihân.

Kaldılar birden yetîm-ü bî nevâ,
Hem islâmiyyet, hem hakîkat bîgümân.
Gördü amma ki, inanmaz gözlerim,
Oldu mu cidden, ol hazret kün fekân?

Şevk ile raks eyledi yer, bir gece,
Ertesi gün, etdi derâguş hemân.
Hayf kim, Hurşîdimiz etdi gurûb
Bir ferîd-i asr idi ol, bî gümân!

Olmuş idi, son zemânda çok elîm,
Derd ile âlâma, bir seng-i nişân.
Âlem-i islâm için, bu cidden mühim,
Bir musîbetdir, ey gönül kan ağla, kan!

Rûh-i bâkisinden istimdâd edip,
Söyledim târîhini nâ gehân,
“Hayl” çıkdı, kaldı bi ser-i râhdan.
Mâtem-i islâma ağlar âsumân.

Mehmed Timüroğlu

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.