415

Bu ise, memleketler ele geçirmenin, dîni yaymanın, peygamberlik sıfatları olmıyacağını gösteriyor. Yok eğer bizim Peygamberimize benzemek düşünülüyor ise, Peygamberler, birbirlerine elbet benziyorlardı. Demek ki, Peygamberimize benzemek başka sıfatlarda benzemek imiş! Sonra, memleketleri almak, dahâ üstün olmağı gösterseydi, hazret-i Ömerin, hazret-i Ebû Bekrden dahâ üstün olması lâzım olurdu. Peygamberimizin zemânında yapılan gazvelerde, hazret-i Alînin hizmeti, hepsinden dahâ çokdu. Peygamberimizden sonra yapılacak fethler ve hizmetler de, ilk halîfe seçilirken bilinmiyordu. O hâlde, hazret-i Ebû Bekrin dahâ üstün olduğu ve halîfe seçilmesinin, sözbirliği ile olduğu nasıl kabûl olunabilir?

Cevâb 23: Bu şübheler, sözümüzün iyi anlaşılmadığını göstermekdedir. Üstünlük, yalnız dîni yaymak, cihâd etmek, memleketler ele geçirmek ve Kur’ân-ı kerîmi cem’etmekdir demedik. Bunlar, üstünlüğe sebeb olan iyiliklerden birkaçıdır. Bu sebebleri üçe ayırabiliriz. Birincisi, Peygamberlik sıfatlarına benzemekdir. Resûlullaha yardımda üstün olmakdır. Resûlullahdan sonra, Onun vazîfelerini temâmlamakdır. Ehl-i sünnet âlimleri, vazîfe taksîmi yapdı. Biri, hadîs-i şerîf bilgilerini, ikincisi kelâm [i’tikâd] bilgilerini yaydı. Ehl-i sünnet âliminin sözü deyince, iki kısmdakilerin de sözbirliği anlaşılır. Ehl-i sünnet âlimleri, Şeyhaynın üstün olduğunu sözbirliği ile bildirdi. Cihâd deyince, kılınçla cihâd anlaşıldığı gibi, sözle, yazı ile cihâd da ve nefs ile cihâd da anlaşılır. İkinci ve üçüncü cihâdda, hazret-i Ebû Bekr dahâ üstün idi. Cihâd âyeti gelmeden önce, onüç sene Mekkede ve bir sene Medînede, hep cihâd yapdı.(Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer elbette Peygamber olurdu) hadîs-i şerîfi, Şeyhaynın peygamberlik sıfatlarına mâlik olduklarını açıkça bildirmekdedir. Fâcirlerin dîne hizmet etmeleri, onlara elbet fâide vermez. Fekat, bu ileri sürülerek, Emr-i ma’rûfun ve cihâdın üstünlüğü ve sevâbının çokluğu da inkâr edilemez. Şeyhaynın “radıyallahü teâlâ anhümâ” fâcir olmadığı, sâlih oldukları da, âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîflerle bildirilmişdir. Buna inanmıyanın, kendi îmânından şübhe etmesi lâzım olur. Resûlullaha benzemek üç dürlü olur: Birincisi, peygamberlik makâmında benzemek olup, böyle benzemek yalnız Peygamberlere mahsûsdur. İkincisi, peygamberlik vazîfelerini yapmakda benzemekdir. Şeyhaynın bu bakımdan benzediklerini önceki sahîfelerde uzun bildirdik. Üçüncüsü, Onun yapdığı ibâdetleri yapmakda benzemekdir. Bu benzeyiş, zemâna ve dinlere göre değişir. Dinlerin çoğunda cihâd emr olunmamışdı. O Peygamberlerin cihâd yapması, ibâdet olmazdı. Nerde kaldı ki, üstünlük olsun. Bizim dînimizde cihâd etmek, memleket almak emr olundu. Peygamberlik vazîfesi oldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.