Böylece, kıyâmet günü yaratılıp hesâba çekilmeseydim) buyurdu.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” vefât edince, Ensâr biraraya toplanıp, bizden bir emîr, Muhâcirlerden de bir emîr olsun dediler. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh”, bunu işitince, hazret-i Ömeri “radıyallahü teâlâ anh” yanına alıp, oraya geldi ve (Halîfeler Kureyş kabîlesindendir) hadîs-i şerîfini okudu. Hazret-i Ömer de (Ey Ensâr! Resûlullahın hazret-i Ebû Bekri imâm yapdığını unutdunuz mu? Hanginiz Ebû Bekrden dahâ üstün olduğunu söyliyebilir?) dedi. Ensârın hepsi birden (Ebû Bekrden dahâ üstün olmağı söylemekden Allahü teâlâya sığınırız) dediler. Hepsi Ebû Bekri “radıyallahü teâlâ anh” halîfe seçdiler. Hazret-i Alî ile hazret-i Zübeyr “radıyallahü teâlâ anhümâ” orada yokdu. Ertesi gün bunlar da mescide gelip, Eshâb-ı kirâmın hepsi “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” hazret-i Ebû Bekri “radıyallahü teâlâ anh” sözbirliği ile halîfe yapdı. Tefsîr kitâblarında diyor ki: Feth sûresinin, (Arâbdan size uymıyanlara söyle…) meâlindeki emri, hazret-i Ebû Bekrin hilâfetinin hak ve doğru olduğunu göstermekdedir. Çünki, bu âyet-i kerîme geldikden sonra, müslimânları kâfirlere karşı gazâ etmeğe çağırmak, hazret-i Ebû Bekrin “radıyallahü teâlâ anh” mürtedler ile gazâya çağırmasından sonra olduğu muhakkakdır. Bu âyet-i kerîmede meâlen (Ona itâ’at ederseniz, Allahü teâlâ size sevâb verir)buyuruluyor. Hazret-i Ebû Bekrin hilâfeti “radıyallahü teâlâ anh” haksız olsa idi, ona itâ’at edenlere sevâb verilir denilmezdi.
Emîr Cemâleddîn Yûsüf Zâhirînin (Mevridil-letâfe) kitâbında diyor ki, Allahü teâlâ, bütün insanlar arasında üç kimseye halîfe demişdir: Âdem aleyhisselâma, Dâvüd aleyhisselâma ve hazret-i Ebû Bekre “radıyallahü teâlâ anh”.
Hazret-i Ebû Bekr, hazret-i Ömeri “radıyallahü teâlâ anhümâ” hâkim yapdı, hazret-i Osmânı “radıyallahü teâlâ anh” kâtib yapdı. Ebû Ubeyde “radıyallahü teâlâ anh” de emniyyet âmiri idi. Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” gümüş yüzüğünü parmağına takdı. Halîfe olunca da, ticâretini bırakmadı. Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” ticâret yapmasını uygun görmeyip, kendisine Beyt-ül-mâldan günde yarım koyun ve senede 2500 akçe gümüş ve yazlık ve kışlık birer kat elbise verildi.
Mir’ât-i kâinât kitâbından alınan yazı burada temâm oldu.
Allahümme innî eûzü-bike min azâbil-kabri ve min azâbinnâr ve min fitnetil mahyâ velmemâti ve min fitnetil Mesîhiddeccâl.