[1285] de Sanâyi mektebleri açıldı. [1286] da Fransa imperatöriçesi İstanbulu ziyâret etdi. [1287] de Avusturya imperatörü, sultân Abdül’azîzi ziyârete geldi. [1287] de şark demir yolları yapıldı. [1287] de tıbbiyye-i mülkiyye açıldı ve orman ve ma’den mektebleri açıldı ve Eski serây dış kapısı, ya’nî üniversitenin Bâyezîd meydânına açılan giriş kapısı yapıldı. [1288] de itfâiyye alayı teşkîl edildi. [1289] da seyyâr havz yapıldı ve Dârüşşefeka lisesi açıldı. [1290] da Îrân şâhı, sultân Abdül’azîzi ziyârete geldi ve İzmit demir yolu yapıldı.
Abdül’azîz hân, kardeşi gibi, memleketin idâresini Alî ve Füâd pâşanın ve bunların yetişdirdiği masonların ellerine bırakdı. Bunlar da, İngilizin siyâsetine göre hareket etdiler. Dağıstanlı şeyh Şâmil, yirmi sene ruslarla kahramanca cihâd yaparak, ordularını perişân ederken, seyrci kaldılar. Bu mücâhidin 1283 [m. 1866] de esîr düşmesine sebeb oldular. Rusların 1290 [m. 1873] de, Semerkand, Buhâra ve Hiveyi işgâl etmelerine de sebeb oldular. Ömrlerini Avrupada geçirdiler. Memleketde kaldıkları zemân, Tanzîmât fermânındaki mason plânlarının tatbîk edilmeleri için çalışdılar. Bu hiyânetlerinin sebebi mes’ûlü elbette Halîfenin gafleti idi. Bu gafletinin netîcesinde, masonlar ve onlara aldananlar tarafından şehîd edildi.
Sultân Abdül’azîz, Çırağan ve Beğlerbeği serâylarını yapdırdı. Muhtelif yerlerde de kasrlar yapdırdı. Beykoz kasrı bunlardandır. Çırâğân yalısını ilk olarak Nevşehrli Dâmâd İbrâhîm pâşa yapdırdı. Sonra üçüncü Selîm hânın hemşîresi Beyhân sultân tarafından yeniden yapıldı. Ahşâb ve çok zînetli idi. Sultân, bunu, kardeşi sultân Selîme satdı. Sonra, ikinci Mahmûd hân, 1252 [m. 1836] de yıkdırarak ahşâb serây yapdı. Sultân Abdülmecîd hân bu serâyda oturdu. 1271 [m. 1855] de yıkdırdı. 1288 [m. 1871] de Abdül’azîz hân, son muhteşem serâyı dört milyon altın liraya yapdırdı.
Beğlerbeği serâyının yerinde, tepede birinci Ahmed hânın (Şevk-âbâd) kasrı vardı. Sâhil serâyını ikinci Mahmûd hân ahşâb yapdırdı. Moltekeyi burada kabûl eylediği zemân, çubuk içiyordu. Abdülmecîd hân, 1249 [m. 1833] de bu serâyda merâsimle hatm-i şerîf indirmişdi. Sultân Abdül’azîz hân, 1282 [m. 1865] de, bu ahşâb serâyı yıkdırıp yerine mermerden muhteşem serâyı yapdırdı. Sultân, 1865 Nisânının yirmibirinci Cum’a günü serâya yerleşdi. Yaz mevsimlerini burada geçirirdi. Balkan harbi bozgununda, Enver ve Talât pâşalar, ikinci Abdülhamîd hânı “rahime-hullahü teâlâ” Selânikden (Lorley) Alman vapuru ile İstanbula getirtip, Beğlerbeği serâyına koydular. Boğaziçi tarafında, alt katda, arka tarafda, bir odada yerleşip, yetmişaltı yaşında iken, zâtürrie hastalığından vefât etdiği, 10 Şubat 1336 [m. 1918] gününe kadar, burada yaşadı. 294, 368.